Güney Amerika’nın küçük ama önemli bir ülkesi olan Ekvador, şu günlerde büyük bir felaketle karşı karşıya. Ekvador’da günlerdir süren orman yangınları, ülke genelinde ciddi bir krize yol açmış durumda. Yangınlar, hem insan hayatını hem de doğal kaynakları tehdit ederken, bu felakete bağlı olarak su kıtlığı ve kuraklık gibi sorunlar da baş göstermeye başladı. Bu durum, yerel halkın temel ihtiyaçlarını karşılamada büyük zorluklarla karşılaşmasına neden oluyor.
Ekvador Enerji Bakanı Ines Manzano, durumun ciddiyetini vurgulayarak, orman yangınları, su kıtlığı ve kuraklıkla etkili bir mücadele yürütmek amacıyla 60 gün süreyle ulusal acil durum ilan edildiğini açıkladı. Bu acil durum ilanıyla birlikte, daha fazla finansman sağlanması ve yangınlarla mücadelede daha fazla personel görevlendirilmesi hedefleniyor. Bakan Manzano, hükümetin bu durumu daha etkin bir şekilde yönetebilmek için gerekli adımları atacağını iletti.
Halen aktif durumda olan 17 orman yangınının olduğu belirtilirken, bunlardan 5’inin kontrol altına alındığı bildirilmektedir. Yangınlardan en fazla etkilenen bölgeler arasında Azuay ve Loja yer alıyor. Ekvador Ulusal Risk Yönetimi Sekreterliği, bu bölgelerdeki itfaiyecilerin çalışmalarına destek sağlamak amacıyla kaynakların koordinasyonuna öncülük ettiğini ifade etti. Azuay ve Loja bölgelerinde, şu ana kadar 10 bin hektardan (yaklaşık 24 bin 700 dönüm) fazla orman alanının yok olduğu kaydedildi.
Bu felaket, Ekvador’un son yıllarda yaşadığı en şiddetli kuraklığı da tetiklemiş durumda. Ülkede yaşanan aşırı kuraklık, Ekvador’u daha önce benzeri görülmemiş bir enerji krizine sürüklemiş durumda. Ülkenin enerji ihtiyacının yüzde 70’ini karşılayan hidroelektrik santrallerinde su seviyeleri alarm verici seviyelere düşüyor. Hükümet, 17 milyonluk nüfusuna enerji tasarrufu yapma çağrısında bulunarak, Ekim ayından bu yana günde 14 saate kadar elektrik kesintileri uygulamak zorunda kalıyor. Bu durum, hem sanayiyi hem de günlük yaşamı oldukça olumsuz etkiliyor.
Sonuç olarak, Ekvador’da yaşanan bu orman yangınları, su kıtlığı ve kuraklık durumu, hem doğal kaynakların hem de halkın yaşam standartlarının tehlikeye girmesine neden olmaktadır. Hükümetin acil durum ilanı ile atacağı adımların, krizin etkilerini azaltmada ne ölçüde etkili olacağı merakla beklenirken, ülkenin bu zor süreçten en kısa sürede kurtulması umuluyor. Yangınların kontrol altına alınması ve su kaynaklarının yeniden eski seviyelerine ulaşması için uluslararası yardım ve destek de kritik bir önem taşıyor.