Çin, Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) yönelik dikkat çeken bir adım attığını resmen duyurdu. Bu açıklama, 2025 yılına dair uluslararası ilişkilerde önemli bir dönüşümü işaret ediyor. Konuya ilişkin yapılan açıklamada, Çin Ticaret Bakanlığı’nın, ulusal güvenliğin korunması ve silahların yayılmasının engellenmesi amacıyla bazı yeni düzenlemelere gittiği belirtiliyor.
Çin Ticaret Bakanlığı’nın yayınladığı açıklama doğrultusunda, belli başlı şirketlerin silah ihracatının yasaklandığı ifade edildi. Böylece, Çinli şirketlerin belirli ABD’li şirketlere ihracat yapmaları engellenmiş oldu. Bu gelişme, sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir adım olarak da değerlendiriliyor.
Bakanlık tarafından yapılan diğer bir açıklamada ise, 10 ABD’li şirketin Tayvan ile ilgili olarak düzenlenen “güvenilmez varlık” listesine alındığı ifade edildi. Bu şirketler arasında savunma sanayisinin öncü isimleri yer alıyor; bunlar arasında General Dynamics, Boeing Defence, Space & Security, Lockheed Martin ve Raytheon Missiles & Defence gibi devler bulunuyor. Bu kapsamda, Lockheed Martin’in yeniden müzakere edilen projeleri yasaklanırken, General Dynamics’in 3, Raytheon’un ise 1 şirketi güvenilmez varlık statüsüne alınmış durumda.
‘Güvenilmez varlık’ listesi, uluslararası ticarette güvenin ne denli önemli olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Bu listeye alınan şirketlerle Çinli firmalar arasındaki ticari ilişkiler ve iş birliği tamamen kısıtlanmış durumda. Dolayısıyla her türlü iş görüşmesi, yatırım, ya da yöneticilerin Çin’e giriş çıkışı yasaklanmış oluyorken, bu yasak görece daha etkin hale getirildi.
Bunların yanı sıra, Çin hükümeti, ABD’nin Tayvan’a silah satışındaki artıştan dolayı oldukça rahatsız. Son olarak, 24 Aralık 2024 tarihinde, ABD’nin Tayvan’a silah satışına aracılık eden 13 Amerikan savunma sanayi şirketi ile 6 üst düzey yöneticisine yaptırım uygulayacağını bildirmişti. Bu yaptırımlar, Çin’in ulusal güvenliğini tehdit eden bir durum olarak nitelendiriliyor ve bu durum iki ülke arasındaki gerginliği arttırıyor.
2025 yılında gündeme gelen bu gelişmeler ise, sadece iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin değil, aynı zamanda askeri dengelerin de sarsılmasına yol açabilir. Uluslararası ortamda yaşanan bu tür kısıtlamalar ve yasaklar, küresel ticaretin geleceği için önemli değişkenler haline gelmiş durumda. Bunun yanı sıra, Çin’in bu bağlamda attığı adımlar, savunma sanayi ve uluslararası ilişkilerdeki güç dengesinin yeniden şekilleneceğini işaret ediyor.
Sonuç olarak, Çin’in ABD’ye karşı aldığı bu önlemler, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda uluslararası güvenlik açısından da önemli bir dönüşüm yaratıyor. Bu durum, teknoloji ve savunma alanında karşılıklı güven tesis edilmesini zorlaştırırken, iki ülke arasında süregelen gerilimlerin derinleşmesine de yol açmaktadır.