Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, Libya Merkez Bankası Başkanı Sadiq al-Kabir’in Türkiye’ye kaçması ve pos cihazları üzerinden gerçekleştirilen tefecilikle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Karabat, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, “Libya Merkez Bankası Başkanı Türkiye’ye neden kaçtı?” sorusunu gündeme getirerek, bu durumun arkasında kar elde etme amacıyla gerçekleştirilen para aklama ve vergi kaçakçılığının olduğunu vurguladı. Karabat, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) yürüttüğü kayıt dışı ekonomi politikalarının, yurttaşları yoksulluğa mahkum ederken, Türkiye’nin uluslararası itibarını da zedelediğini ifade etti.
Karabat, Türkiye’ye yatırım yapmak isteyenlerin sayısının hızla azaldığını dile getirerek, “Faiz dışında Türkiye’ye parasını getiren yok. Çünkü, AKP’nin yarattığı ülke imajı yerlerde. Hukukun üstünlüğü sağlanmıyor, kara para ve diğer yasa dışı işler için kapılar açık” ifadelerini kullandı. Ülkenin geleceğinin belirsiz bir hal aldığını belirten Karabat, hükümetin sergilediği ekonomik yönetimin sonuçlarının ağır olduğunu belirtti.
Konuya dair daha fazla ayrıntı veren Karabat, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) en az 31 şirketin pos cihazları üzerinden gerçekleştirilen yasa dışı işlemleri tespit ettiğini söyledi. Ancak bu şirketlere gerekli müdahalenin yapılmadığını ön plana çıkardı. Cavabında, bu yasa dışı işlemlerin merkezinde iki ülke olduğunu belirtti: Libya ve Irak. Karabat, Sadiq al-Kabir’in, can güvenliği endişesi nedeniyle ülkesinden kaçarak Türkiye’ye sığındığını kaydederek, “Son beş yılda pos cihazları üzerinden yapılan tefecilik tutarının 100 milyar doları aştığını” dile getirdi. Bu durumun, hem suç geliri elde edilmesine hem de vergi kaçakçılığına yol açtığını vurguladı.
Karabat, Libya ve Irak vatandaşlarına ait bankamatik kartları kullanılarak Türkiye’de altın satışı yapılmış gibi gösterilerek bir finansal suç ekosistemi oluşturulduğunu ifade etti. Ancak bu işlemlerin kontrolden çıktığını ve yalnızca küçük operasyonlar yapıldığını belirtti. Tefecilik konusundaki soruşturmaların devam ettiğini fakat bu süreçlerin rantçılar nedeniyle engellendiğini öne sürdü. Ayrıca, bu soruşturmaların sadece Türkiye’de değil, Amerika Birleşik Devletleri’nde de yürütüldüğünü belirtti.
“New York Belediye Başkanı’nın Türkiye’den rüşvet aldığı iddialarını düşündüğümüzde, ABD’nin 100 milyar dolarlık suç geliri için neler yapabileceğini hayal edebiliriz” diyen Karabat, Türkiye’nin diplomatik ilişkilerde dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin kendi içindeki yargının suçluları cezalandırması gerekli olduğunu belirten Karabat, Libya Merkez Bankası Başkanı Sadiq al-Kabir’in Türkiye’ye geldiği dönemde pos cihazları konusundaki ifadesinin alınması gerektiğine dikkat çekti.
Son olarak, bazı Türk bankalarının da bu yasa dışı işlemlerde yer aldığını öne süren Karabat, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bu konuda farkındalığının olduğunu ancak BDDK’nın denetim görevini yeterince yerine getirmediğini belirtti. BDDK Başkan Yardımcısı’nın düğününe bankaların yöneticilerinin katılarak takı takmasının, bankalardaki bu tür davranışları teşvik ettiğini ifade etti. Karabat, “Yoksulluğa mahkum olan vatandaşlar vergi ödemekte zorlanırken, burada sadece bir avuç insanın ultra zenginleştiğini” savunarak, vergi ödemeyen kuyumcuların yanı sıra pos cihazlarını kullanan vergi kaçakçılarının da radar altına alınması gerektiğinin altını çizdi.
