Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat davasında yer alan 14 hükümlünün cezalarını sürekli hastalık ve kocama hali gerekçesiyle kaldırma kararını Resmi Gazete’de yayımladı. Bu kararın ardından İzmir 1 No’lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan tahliye edilen eski general Çetin Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla cezaevinden çıktı ancak bu durumu kabul etmedi.
Tahliye sonrası ilk açıklamasında, Çetin Doğan af değil, anayasal bir görev olduğunu belirtti. Bunun üzerine kamuoyundan ve siyasetçilerden, gazetecilerden tepki yağmaya başladı. 28 Şubat’ın kocayan baş mimarı olarak nitelendirilen Doğan, tepkilerle karşılaştı.
Gazeteci Bahar Feyzan, Çetin Doğan’ın açıklamalarına tepki gösteren isimlerden biriydi. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Doğan’ın affıyla çıkıp öyle değilmiş gibi davranmasının durumu değiştirmediğini belirtti. Feyzan, Doğan’a hitaben, “Erdoğan’ın affıyla çıkıp öyle değilmiş gibi yapmanız durumu değiştirmiyor” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Doğan’ın kocama hali nedeniyle ceza almamasını “keyfi tutuklama” olarak değerlendirdi.
Bahar Feyzan’ın bu paylaşımı, Çetin Doğan ve Erdoğan’ın aldığı karara dair tartışmaları alevlendirdi. 28 Şubat davasının sonuçları ve hükümlülerin durumu, toplumda ve medyada geniş yankı uyandırdı. Doğan’ın tahliyesi, 28 Şubat sürecine dair karanlık sayfaları yeniden gündeme taşıdı ve geçmişle hesaplaşma ihtiyacını bir kez daha gözler önüne serdi.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin yakın siyasi ve askeri tarihindeki önemli anları ve olayları tekrar hatırlattı. 28 Şubat dönemi, Türkiye siyasetinde önemli bir dönemeç olarak kabul edilirken, bu dönemin etkilerinin hala hissedildiği görüldü. Çetin Doğan’ın tahliyesiyle birlikte, 28 Şubat davasının daha geniş bir perspektifte ele alınması ve bu döneme dair hesaplaşmanın devam etmesi gerekliliği vurgulandı. Bu nedenle, 28 Şubat davasının sonuçları ve hükümlülerin serbest bırakılması konusu, hala tartışmaların odağında yer almaya devam etmektedir.