Filistin Kızılayı tarafından yapılan açıklamada, Cenin şehrinde İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucunda yaralanan 2 kişinin bulunduğu, ayrıca El-Celeme askeri kontrol noktasında alıkonulan 3 Filistinlinin askerler tarafından ağır bir şekilde darbedildiği aktarılmıştır. Bu durum, bölgedeki şiddetin ne denli kritik bir noktaya ulaştığını gözler önüne sermektedir.
Son 3 gün içerisindeki çatışmalarda toplamda 12 Filistinli yaşamını yitirmiştir. Bu durum, bölgede yaşanan insani krizlerin ve gerginliğin arttığını göstermektedir.
Açıklamada, yaralıların sağlık durumu hakkında net bir bilgi verilmedi ancak, durumun ciddiyetini koruduğu ifade edilmektedir. Bölgedeki sağlık hizmetleri, devam eden çatışmalar nedeniyle zayıflamış durumda.
Gazze’de sürdürülen ateşkesin 19 Ocak Pazar günü yürürlüğe girmesinin ardından, 21 Ocak Salı günü itibarıyla İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin kentine “Demir Duvar” adı altında bir saldırı başlattı. Bu saldırılara hızlı bir şekilde cevap veren bölgedeki Filistinliler, hem can güvenliğini hem de yaşam alanlarını koruma mücadelesi vermektedir.
İsrail ordusunun Cenin kenti ve çevresindeki mülteci kampına yönelik sürdürdüğü saldırılarda, 12 Filistinlinin hayatını kaybettiği ve 40 kişinin yaralandığı bildirilmektedir. Bu durum, bölgedeki gerilimin üst seviyelere ulaştığını ortaya koymaktadır.
Çatışmalar sırasında, İsrail ordusunun Cenin’de su, elektrik ile iletişim altyapısına zarar vererek bu hizmetlerde kesintilere yol açtığı da kaydedilmiştir. Altyapıdaki bu tahribat, bölgedeki yaşam koşullarını daha da zorlaştırmakta ve sivillerin yaşamını olumsuz etkilemektedir.
Cenin’deki bu gelişmeler, uluslararası toplumun dikkatini çekmekte ve bölgede barış sağlanması yönündeki çağrıları artırmaktadır. Çatışmaların durdurulması ve insani yardımın ulaştırılması için birçok uluslararası organizasyon, tarafları diyaloğa çağırmakta ve çözüm yolları aramaktadır.
Sonuç olarak, Cenin’deki olaylar, uzun süredir devam eden Filistin-İsrail çatışmasının bir devamı olarak değerlendirilmektedir. Bu durum, hem Filistin halkı hem de İsrail tarafında kayıplara yol açmaya devam ederken, barış ve adalet arayışlarının daha da acil hale geldiğini göstermektedir.
