Yaşamını cephelerde geçiren ve varlığını milletine ve vatanına adayan evladı Mustafa Kemal’i, sıkıntı ve yokluk içerisinde yaşarken dahi ömrü boyunca sabırla, umutla fakat gururla beklemiştir. Zübeyde Hanım, vatanının kurtuluş mücadelesinde üç yıl evladını hiç görememiş, yüzüne ve sıcaklığına hasret kalmıştır. Bu sürede felç geçirmiş ve gözlerini kaybetmiştir.
Bu durumu Mustafa Kemal şöyle ifade eder: “Sonunda çok yakın zamanda onu İstanbul’dan kurtarabildim. Ona kavuşabildim ki, o artık maddi olarak ölmüştü; yalnızca manevi olarak yaşıyordu.”
Zübeyde Hanım, 1881 yılında Selanik’te doğmuştur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, eğitimli bir ailenin kızı olarak, iyi bir eğitim almış ve kültürel birikim geliştirmiştir. Zübeyde Hanım, hayatta en kıymetli varlığı olarak gördüğü oğlu Mustafa Kemal Atatürk’ü milletine ve vatanına adanmış bir yaşamla yetiştirmiştir. O, yalnızca bir ana değil; aynı zamanda güçlü bir birey olarak, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde önemli bir sembol haline gelmiştir.
Yaşamını cephelerde geçiren ve varlığını milletine ve vatanına adayan evladı Mustafa Kemal’i sıkıntı ve yokluk içerisinde yaşarken dahi ömrü boyunca sabırla, umutla fakat gururla beklemiştir. Zübeyde Hanım, vatanının kurtuluş mücadelesi sırasında üç yıl boyunca evladını hiç görememiş; onun yüzüne ve sıcaklığına hasret kalmıştır. Bu dönemde, evladının mücadelesinin verdiği gurur ve aynı zamanda yaşadığı özlem, onun hayatındaki en büyük yüklerden biri haline gelmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, annesinin yaşadığı zorlukları yüreğinde hissetmiş ve onun çektiği acıları kelimelere dökmüştür. Bu durumu “Sonunda çok yakın zamanda onu İstanbul’dan kurtarabildim. Ona kavuşabildim ki, o artık maddi olarak ölmüştü; yalnızca manevi olarak yaşıyordu.” şeklinde ifade etmiştir. Zübeyde Hanım, bu süreçte felç geçirmiş ve gözlerini kaybetmiştir. Ancak, bu kayıplara rağmen, oğlu Mustafa Kemal’in savaş alanındaki cesareti ve ülkenin geleceği için verdiği mücadele, Zübeyde Hanım’ın kalbinde her zaman bir umut ışığı yaratmıştır.
Zübeyde Hanım, oğlunun Cumhuriyet’i kurarak ülkesine kazandırdığı değerlerle de gurur duymuş ve onun yanında, milletine en iyi şekilde hizmet etmek amacıyla tükettiği hayatıyla unutulmaz bir yer edinmiştir. 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra, Zübeyde Hanım, O’nun arkasında durarak halkın yeni dönemdeki değişimlerine destek olmuş; ülkesinin geleceği için her daim dua eden bir ana olarak kalmıştır.
Zübeyde Hanım, 14 Ocak 1923 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Onun anısı, Atatürk tarafından yüceltilmiş ve Türk milletinin gönlünde daima yaşamıştır.
Zübeyde hanımı saygı ve minnetle anıyoruz.