Boeing işçilerinin başlattığı grev, jet uçaklarının üretiminin çoğunluğunun durmasına yol açarak büyük bir krize neden olmuştu. Ancak, bu grev dört yıl boyunca yüzde 38 oranında bir ücret artışı sunan yeni bir sözleşmenin imzalanmasıyla sona erdi. Üretim durma noktasına gelirken, işçilerin bu sözleşmeyi kabul etmesi üretim sürecinin yeniden başlamasına olanak tanıdı.
Üretim sürecinde yaşanan zorluklar ve mali sıkıntılar nedeniyle işçiler, yeni sözleşme teklifini değerlendirmek üzere ilk oylamayı dün gerçekleştirdiler. Yüzde 59 oranında oyla kabul edilen yeni sözleşme, toplamda 7 haftalık bir grev sürecini sonlandırdı. Çalışanlar, bu oylama ile birlikte yeniden üretim faaliyetlerine geçmek için heyecan duyuyor.
Bu grev süreci, Boeing’in zor zamanlar geçirmesine neden olmuş ve uçak üretici firması itibarı açısından büyük bir darbe almıştı. Birçok çalışan, işverenin daha önce sunduğu iki sözleşme teklifini reddetmişti. Ancak bu son teklif, işçilerin taleplerine yanıt vererek, grevin son bulmasına zemin hazırladı.
Sendika, yeni sözleşmeyi kabul eden üyelerin yüzde 59’luk bir çoğunluk tarafından onaylandığını açıkladı. Bu sonuç, Boeing’in yeni CEO’su Kelly Ortberg üzerindeki baskıyı önemli ölçüde azaltmış oldu. Grevin sona ermesi, firmanın üretim kapasitesinin yeniden kazanılmasına ve maddi kayıplarının telafi edilmesine yardımcı olacak.
Grevin başından bu yana talep edilen ücret artışı ve emeklilik hakları, işçiler tarafından en önemli konular olarak öne çıktı. Boeing bünyesindeki 33 bin makinist, özellikle en çok satan 737 MAX modeli yanı sıra 767 ve 777 gibi geniş gövdeli uçaklarda görev alıyorlar. İşçiler, ücretlerin dört yıl içinde yüzde 40 artırılması ve 2013 yılındaki sözleşmede kaldırılan sabit emekli maaşının yeniden yürürlüğe girmesi gibi taleplerle 13 Eylül tarihi itibarıyla greve çıkmışlardı.
Oylamanın sonuçları açıklandıktan sonra sendika üyelerine hitap eden baş müzakereci Jon Holden, bu sonucu bir zafer olarak değerlendirdi. “Bu bir zafer. Başımızı dik tutabiliriz,” diyerek çalışanların emeklerinin karşılığını alma konusunda gösterdikleri kararlılığın altını çizmiş oldu.
Boeing’deki bu grev süreci, yalnızca işçilerin hakları için verdikleri mücadeleyi değil, aynı zamanda firmanın mali yapısının ne kadar kırılgan olduğunu da gözler önüne serdi. Uçak üretimi gibi büyük bir sektör içinde bu tür grevler, üretim ve istihdamı doğrudan etkileyerek, ekonomik istikrarı sarsma potansiyeline sahip. Boeing gibi dev bir firmanın, çalışanlarıyla karşı karşıya gelmeden ve üretimi durdurmadan ihtiyaçlarını karşılayacak yapılar geliştirmesi önem arz ediyor.