Beyaz Saray, İran ile nükleer müzakereler konusunda önemli bir açıklamada bulundu. Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, ABD’nin İran’ın eylemlerini dikkate alacağını ve sözlerine göre değil, eylemlerine göre yargılayacaklarını belirtti. Jean-Pierre, ABD’nin İran’ın nükleer programına verdiği tepkinin net olduğunu ve uzun vadeli diplomasiyi önemsediklerini vurguladı.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın ABD ile nükleer konularda tekrar görüşmek istediğini belirtmesi üzerine Beyaz Saray, tutumlarının uzun zamandır aynı olduğunu ifade etti. Sözcü Jean-Pierre, ABD’nin İran’ın nükleer çalışmalarına karşı net bir tutum sergilediğini ve eylemlerine yönelik bir yaklaşım benimsediklerini söyledi. Jean-Pierre ayrıca, İran’ın ciddiyetini göstermek istemesi durumunda nükleer çalışmalarını durdurması gerektiğini belirtti.
İran’da Cumhurbaşkanı seçilen Mesud Pezeşkiyan, nükleer anlaşma ve Batı ile müzakerelerin ülke ekonomisindeki sorunları aşmak için önemli olduğunu vurgulamıştı. İran lideri Ali Hamaney ise yeni kabineyi kabul ettiği toplantıda, düşmanlarla etkileşime girmenin bir engel olmadığını ifade etmişti. Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ise nükleer müzakerelerin canlandırılmasının zor olabileceğini belirtmişti.
Son aylarda İran ile ABD arasında Umman ve Katar aracılığında dolaylı görüşmeler yapılmış olsa da taraflar arasındaki güvensizlik ve bölgedeki gerilimler müzakereleri zorlaştırmaktadır. Nükleer anlaşmanın mevcut haliyle yeniden canlandırılamayacağını belirten Erakçi, yeni müzakerelerin oluşturulması gerektiğini dile getirmişti.
Beyaz Saray’ın İran’ın nükleer çalışmalarına karşı net bir tavır sergilemesi ve eylemlerine göre değerlendirme yapacak olması, İran ile gelecekteki müzakerelerin nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları vermektedir.İran’ın yeni bir yaklaşım sergilemesi ve ciddiyetini göstermesi halinde, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması için olumlu bir ortamın oluşabileceği belirtilmektedir. Sonuç olarak, İran ile ABD arasındaki nükleer müzakerelerin geleceği, tarafların karşılıklı güvensizliklerini aşmalarına ve yeni bir diplomatik çerçevenin oluşturulmasına bağlı olacaktır.