Meltem esintisi yüzümü okşadı geçti… Sessizliğin sesi, sadece dinginlik; otların güneş ışığını küçük pırıltılarla yansıtarak hışırtı ile salınışı, çam ağaçlarının gür dalları ile çıkardıkları uğultu. Denizden gelen iyot kokusu ile mezarların üzerinde açmış nergis ve sümbül kokularından yayılan rayiha. Yolculuğun son durağındaki bayan Nihayet.
Soğukluğu bakınca hissedilen buz mavisi mermer altında bir ömür; bana her türlü hissi hissetmiş, yine de sevmekten vazgeçmeyen, artık beş yıl önce çarpmayı bırakıp toprağa karışmış kalbin yakınında olmak! Özlem, gözlerimde buğu, burnumda sızı.
Ellerimi açtım, masmavi gökyüzünün altında dualarla nefesimi hissettiğini hissetmek istedim. “Seyhan, sana geldim, çok yalnızım; ömrüme ömür katan, saçının teliyle savrulduğum, kirpikleriyle hançerlendiğim, fırtınaların, boranların, hendeklerin, bataklıkların kokuşmuşluğunda gönlüne sığındığım sakin limanım…”
Seyhan’dan cevap bekledim, dinledim! Seyhan gözümden akan bir damla yaş oldu, yanaklarımdan aşağı süzülürken narin parmaklarıyla yüzümü okşadığı gibi çenemde kayboldu. “Hüsnü, buradayım,” dedi, “her zaman seninleyim… Dilindeki nağme, sesindeki tını, tenindeki koku, yüreğindeki feryatlar, sessizliğindeki çığlıklar, avuç içlerindeki sızı benim.”
Ve rüzgar fısıldıyordu!
Avuntularla avunmaya çalışma, Seyhan ruhunda. Ve rüzgar fısıldıyordu! Sahtelik katmanlarında sevgi arama, Seyhan kalbinde. Ve rüzgar fısıldıyordu! Bakışlarının ateşinde eridiğin kadın, tüm hücrelerinde…
Mezarlıktan ayrıldıktan sonra dönüp son kez ardıma baktım, ulu ağaçlarının altındaki Seyhan’ın mermer istirahatgâhına! Ve fısıldayan rüzgara haykırdım, “Eyvallah aşkım, elveda sevgim…”
Şule BECER
Ressam – Yazar
Dipnot: Ana Görsel (Tablo) Yazarımızın eseridir. Haberkontak