Yalnız ABD‘nin elinde dünyayı birkaç kez yok edecek miktarda nükleer silah var. Nükleer silaha sahip olan diğer ülkeleri saymıyorum bile. Nükleer silah üretecek teknolojisi bulunmayan bazı ülkeler arasında, bu gücü farklı yollardan ele geçirenler de var.
Olası bir nükleer savaş, gezegenimizdeki tüm canlılara zarar verecektir. Radyoaktif serpinti yüzünden, savaşla ilgisi olmayan ülkeler bile radyasyona maruz kalacaktır. Dağların zirveleri, denizlerin ve ormanların derinlikleri dahi radyasyondan nasibini alacaktır.
İkinci Dünya Savaşında ABD, Japonya‘nın iki kentini nükleer silahla haritadan sildi. Yüzbinlerce masum sivil, hayatını kaybetti. Bir o kadar insan da sakat kaldı. ABD, dünya üzerinde nükleer sabıkası olan tek ülkedir. Ancak nükleer silah üretip insanlığa zarar verecek diye, bazı ülkeleri hedef gösteriyor. Böylece kendisini temize çıkarmaya çalışıyor.
Geçtiğimiz hafta potansiyel nükleer tehdit iddiasıyla, ABD ve İsrail İran’a saldırdılar. ABD, İran’ın sözde nükleer tesislerini vurdu. Her iki taraf da saldırıdan sonra, nükleer sızıntı olmadığını söylediler. Ancak tonlarca bombayla vurulan tesislerde, sızıntı olmaması mümkün değil. Sonra İran misilleme olarak , körfez ülkelerinde bulunan Amerikan üslerini vurdu. Fakat saldırıdan önce hem ABD’yi, hem de üslerin bulunduğu ülkeleri uyardı.
Hal böyle olunca ister istemez akıllara, danışıklı dövüş ihtimali geliyor. Savaşın daha fazla şiddetleneceği ve yayılacağı düşünülüyordu. İran füzeleri Tel Aviv’in şatafatlı binalarını, Gazze’nin yıkıntılarına benzetmeye başlamıştı. İşte tam o gece, şeytanın büyük çocuğu ateşkes çağrısında bulundu. Diğer çocuklar da bu çağrıya uydular.
Amerikan Başkanı savaşın şimdilik sona erdiğini, ancak bir süre sonra tekrar başlayabileceğini söyledi. Bunların hepsi bir tesadüf olamaz. Şeytanın Çocuklarının mutlaka başka planları var. Amaçlarına ulaşmak için her yolu deneyeceklerdir.
Sağlık ve huzurla kalın.
