USD40,90
%0.17
EURO47,87
%0.45
EURO/USD1,17
%0.39
BIST10.855,21
%0.28
Petrol66,35
%-0.73
GR. ALTIN4.389,12
%0.25
BTC4.831.041,78
%-0.04
Nuri Kaymaz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kültür & Sanat
  4. Tasavvufla Yoğunlaşan Bir Edebiyat Efsanesi: Emrah

Tasavvufla Yoğunlaşan Bir Edebiyat Efsanesi: Emrah

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Erzurumlu Emrah’ın hikâyesini bilir misiniz? Bizim oralarda anlatılan bu hikâyenin ne kadar gerçek olduğu belli değil ama bu topraklarda bu hikâyenin benzerleri çoktur. Yani illa hikâyenin başkarakteri Emrah olması veya yerin adının da Erzurum olması gerekmez. Birçok kentte farklı zamanlarda aynı olayın gerçekleşme ihtimali çok yüksektir. O halde gelin 1830’lu yıllara gidip Erzurumlu Emrah’ın hikâyesine kulak verelim. Bugüne ne kadar çok benzediğine şaşıp kalacaksınız.

Erzurum’da Emrah adında yiğit bir güreşçi yaşarmış. Emrah saz çalıp türkü de söylermiş. Zamanla namı tüm civar köylere yayılmış. Emrah, sazının teline vurup halkının dertlerini dile getirdikçe namı daha da yayılmış. Emrah meclislerde gerçekleri anlatmaktan geri durmamış: “Padişahın oğlu deveyi çalıyor, serbest bırakılıyor. Fakirin çocuğu bahçenin yanından geçerken yere düşen bir elmayı alıp yedi diye cezalandırılıyor, idam ediliyor. Zenginin çocuğu askere gitmiyor, fakirin çocuğu alınıyor, cephede ölüyor.”

Yerin kulağı vardır derler ya, o kulak yerin değil sınıfını, safını bilmeyenlerin, yalakalığı marifet sananların kulağıdır. Emrah’ın sözleri kısa sürede saraya ulaşmış. Osmanlı padişahı, Erzurum valisine şu fermanı göndermiş: “Tortum’un Kapıkaya (Leyik) Köyü’nden Mustafa Oğlu Emrah’ı İstanbul’a tez gönderesiniz!” 1835 yılında köye gelen zabitler Emrah’ı İstanbul’a götürmek üzere derdest edip Erzurum valisinin huzuruna çıkarmışlar. Vali, “Âşık, bu gece nezarette yatacaksın, yarın Erzincan’a, oradan Sivas’a gideceksin, sonra da İstanbul’a” demiş Emrah’a. Âşık Emrah sormuş: “Peki, benim suçum ne?” Saraydan gelen emri bir an önce yerine getirmek isteyen vali, “suçun büyük, Erzurum’da bazı meclislerde çalıp söylemişsin, susmayıp konuşmuşsun, Padişahımıza hakaret etmişsin. Bunun için seni Saraya göndereceğiz. İşte seninle ilgili emir budur” diye cevap vermiş. Bunun üzerine Emrah nezarete girerken sazını tutan zabitlere seslenmiş: “Verin benim sazımı!” Emrah başlamış çalıp söylemeye:

“Tutam yâr elinden tutam
Çıkam dağlara dağlara
Olam bir yareli bülbül
İnem bağlara bağlara.

Emrah der ki son günümdür
Arşa çıkan ünümdür
Hakk’a gidecek günümdür
Düşem yollara yollara.
Amman Amman hey…

Emrah’ın sesi zabitlerin bile yüreğine işlemiş. Ertesi gün yola düştüklerinde zabitlerin kumandanı, “Bak âşık” demiş, “Aydın, Muğla taraflarına git, buralardan uzaklaş ve ismini de değiştir. Oralarda yaşa. Yoksa bu padişah seni buldurur. Sakın saz çalıp türkü söyleme. Adını hiç söyleme, yoksa suç bizim olur” demiş. İnsaflı davranan zabitler, Âşık Emrah’ın asılmasını engellemek için onu serbest bırakmışlar. Rivayet odur ki padişaha “kaçmaya yeltendiği için onu vurduk” demişler. Yine rivayet odur ki Emrah âşıklığa devam etmiş, türküleri dilden dile dolaşmış, günümüze ulaşmış.

Yıl iki bin yirmi beş. Emrah’ın meclislerde anlattıkları bugün yaşadıklarımıza da ışık tutmuyor mu? Hırsızın büyüğü muteber sayılmıyor mu? Ezilenlerin, haksızlığa, zulme uğrayanların sesi kesilmiyor mu? Konserler, festivaller yasaklanmıyor mu? Hangi devirde olursa olsun egemenler gerçekleri söyleyenlere, hakkını arayanlara düşmanlar. Birliğin, beraberliğin, kardeşliğin, dayanışmanın karşısında korkarlar. Ve bu sebepten insanı insana kıydırmaktan da geri durmazlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar direncin, umudun mücadelesini yok edemezler. Yeni Emrahlar çıkar, gözlerinin gördüğünü söylemeye devam eder. Ezilenlerin, zulüm görenlerin sesi türkü, olur, şiir olur dilden dile yayılır, asırları aşar, geleceğe uzanır. Her daim dünyanın ucunda bir gül açılır, karanlığın sonu bir ulu şafakla aydınlanır, ışıldayan güne merhaba der.

Emrah: Anadolu’yu Dolaşan Şair Emrah, ömrü boyunca Anadolu’nun birçok şehrini dolaşmış, pek çok şehirde kısa ya da uzun süre yaşamıştır. Trabzon, Sinop, Sivas, Kastamonu, Niğde, Konya, Çankırı ve İstanbul, uğradığı şehirler arasındadır. Özellikle Kastamonu’da uzun süre yaşamış, burada Alişan Bey gibi edebiyata meraklı kişiler tarafından korunup desteklenmiştir. Bir halk rivayetine göre, İstanbul’da altı ay kalmış ve Tavuk Pazarı’ndaki âşıklar meclisinin başkanlığını yapmıştır. Bu seyahatler hem şiirlerinin yayılmasına hem de ününün geniş kitlelere ulaşmasına katkı sağlamıştır.

Tasavvufla Yoğrulan Bir Hayat

Erzurum’da öğrenim gördüğü dönemde Nakşibendi tarikatına intisap eden Emrah, zamanla tasavvufî düşünceye yönelmiş ve bu düşünceleri şiirlerine yansıtmıştır. Halk arasında onun bu yola, dönemin ünlü mutasavvıflarından Habip Baba’nın etkisiyle yöneldiği söylenir. Şiirlerinde vahdet-i vücut, devir nazariyesi gibi mistik kavramlara yer veren Emrah, tasavvuf çevrelerinde de tanınan, saygı duyulan bir şahsiyet hâline gelmiştir.

 Divan ve Halk Şiirinde Ustalaşan Bir Kalem

Emrah, hem aruz vezniyle divan tarzında hem de hece ölçüsüyle halk tarzında şiirler yazmıştır. Divan şiirinde Fuzulî, Baki ve Nedim gibi ustaları örnek almış; bu şiirlerde Arapça ve Farsça terkiplere, klasik mazmunlara bolca yer vermiştir. Ancak asıl ustalığını hece vezniyle yazdığı koşma, semai ve destan türlerindeki şiirlerinde göstermiştir. Bu şiirlerinde Karacaoğlan, Gevherî ve Aşık Ömer’in etkisi sezilir. Onun sade, içten ve etkileyici halk şiirleri, onu 19. yüzyılın en güçlü saz şairlerinden biri yapmıştır.

1913’te Erzurumlu Mehmed Abdülaziz tarafından İstanbul’da bastırılmıştır. Bu eserde aruz vezniyle yazılmış şiirleri yer alır.

Cönk ve Mecmualarda Yer Alan Şiirler

Eflatun Cem Güney ve oğlu Çetin Eflatun Güney tarafından derlenmiş ve yayımlanmıştır. Bu şiirler daha çok heceyle yazılmış halk şiiri örnekleridir. Bu eserler dışında birçok şiiri el yazması defterlerde (cönklerde) bulunur ve Kültür Bakanlığı ile Milli Kütüphane arşivlerinde yer alır.

Emrah’ın pek çok şiiri bestelenmiş, halk arasında sevilerek okunmuş ve söylenmiştir. Özellikle şu şiirleri bestelenmiş ve klasikleşmiştir:

  • El Çek Tabip Sinem Üstünden
  • Felek Çakmağını Üstüme Çaktı
  • Bugün Ben Bir Güzel Gördüm

Saz çalıp çırak yetiştiren Emrah, halk edebiyatının hem sözlü hem de müzikal geleneğinde önemli bir figür hâline gelmiştir.

Erzurumlu Emrah, yalnızca bir şair değil, aynı zamanda bir ekol kurucusudur. Tokatlı Nuri ve Gedai gibi çırakları, onun etkisiyle yetişmiş ve “Emrah Kolu” adı verilen bir şiir geleneğinin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu kol, onun sade dili, içli söyleyişi ve halkın duygularına hitap eden şiir tarzını günümüze dek taşımıştır.

Erzurumlu Emrah’ın şiirleri zaman zaman 17. yüzyılda yaşamış olan Ercişli Emrah’ın şiirleriyle karıştırılmıştır. “Ercişli Emrah ile Selvihan” hikâyesinde yer alan bazı şiirler ona da mal edilmiştir. Benzer şekilde, Tokatlı Nuri ile olan yakın ilişkisi nedeniyle iki şairin şiirleri de zaman zaman birbirine karıştırılmıştır. Bu karışıklıklar, Emrah’ın halk hafızasındaki gücünü ve yaygınlığını gösterse de akademik ayrımların önemini de ortaya koyar.

Erzurumlu Emrah, hayatının son yıllarını Tokat’ın Niksar ilçesinde geçirmiştir. Burada 1854 ya da rivayetlere göre 1860-1861 yıllarında vefat etmiş, Ahi Pehlivan Türbesi yakınındaki Tekke Bayırı mezarlığına defnedilmiştir. Mezar taşı üzerine manzum bir kitabe Tokatlı Hıfzî Efendi tarafından yazılmıştır. 1938 yılında ise Erbaalı bir tüccar olan Şevki Önder tarafından mezarı yenilenmiştir. Mezar taşında 1271 (1854) tarihi yazsa da, Tokatlı Nuri’nin yazdığı tarih beytinde geçen 1277 (1860-1861) tarihi daha fazla kabul görmüştür.

Erzurumlu Emrah, hem divan hem halk şiirinde söz söyleyebilen, klasik ile halkı harmanlayabilen nadir şairlerden biridir. Hem edebî çevrelerde hem de halk arasında sevilen ve saygı gören bir isim olmuş, şiirleri dilden dile, telden tele ulaşmıştır. Bugün hâlâ “Emrah kolu”nun temsilcileri onun adını anmakta, şiirleri konserlerde, fasıllarda ve televizyon programlarında yer bulmaktadır.

Tasavvufla Yoğunlaşan Bir Edebiyat Efsanesi: Emrah
Yorum Yap
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.