Ekranların Korkutucu Gerçekleri
Her sabah ekranlara bakmaya korkar hale geldik. Sosyal medyada karşıma çıkan haberler, kanımı donduracak cinsten. Bir baba, öz oğlunu öldürüyor! Yetmiyor, kendi gelinine göz koyduğu iddiaları ortaya atılıyor. Masum çocuklar katlediliyor, kadınlar öldürülüyor ve aileler paramparça ediliyor. Bu nasıl bir insanlık hali? Bu nasıl bir vicdansızlık?
Ahlaki Çöküşün Farkında Mıyız?
Açıkça söylemek gerekirse, biz ahlaken çökmüş bir toplum haline geldik. Artık Allah’tan korkmayan, kuldan utanmayan bir yapıya büründük. Vicdanın, merhametin ve insanlığın yerini açgözlülük, şehvet ve hoyratlık almış durumda. Bu durum, toplumumuzun temel değerlerini tehdit eden bir çürüme sürecinin göstergesi.
Uyuşturucu Etkisi: Normalleşen Kötülükler
Felaketin bir başka boyutu ise yaşadıklarımızın bizi uyuşturması. Normalde kanımızı dondurması gereken olaylar, ekranlarda defalarca gösterilerek, tartışılarak, dedikoduya dönüştürülerek bize “alıştırılıyor.” Artık sadece sabah programları değil; diziler, sosyal medya içerikleri ve reality şovlar da kötülüğü, ihanetleri ve sapkınlıkları reyting uğruna normalleştiriyor. Seyirci olarak, farkında olmadan kötülüğün sıradanlaşmasına ortak oluyoruz. İşte bu, toplumu asıl çürüten zehirin ta kendisi!
Ahlakın Önemi ve Gelecek Nesiller
Bir toplumun temeli ahlaktır. Ahlak çökerse, devleti, aileyi ve insanı da çökertir. Bugün yaşadıklarımız, tam da bunun göstergesi. Çocuklarımız ekranlarda şiddeti, ihaneti ve sapkınlığı izleyerek büyüyor. Bu kirli düzeni seyrederek yetişen nesil, yarın hangi değerlerle ayakta kalacak?
Asıl tehlike ise “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” zihniyeti! O yılan artık herkesin kapısına girmeye başladı bile. Bugün görmezden geldiğimiz sorunlar, yarın bizim çocuklarımızı, ailemizi ve huzurumuzu yok edecek. O gün geldiğinde, kimse feryadınızı duymayacak.
Susma Lüksümüz Yok!
Artık susma lüksümüz yok. Herkes kendi evinin içinde, kendi çocuğunu ve geleceğini korumak için bu çürümüş düzene dur demeli. Medya, reyting uğruna bu rezillikleri yaymayı bırakmalı; hukuk ise sapkınlığa, cinayete ve vicdansızlığa göz yummamalı. Eğitim sistemi, değerleri unutturmak yerine yeniden öğretmeli. Anne babalar, çocuklarına sadece karınlarını doyurmayı değil, vicdanı, merhameti ve saygıyı da miras bırakmalı.
Toplumun Yeniden İnşası
Toplumun düzelmesi için önce yanlış düğmeyi doğru iliklemeliyiz. Vicdanı ve merhameti yeniden hatırlamak zorundayız. Çünkü bir milletin geleceği, ahlakla atılmış aile temellerinde şekillenir. Toplum ya ahlakıyla ayakta kalır ya da çürümesiyle toprağa gömülür. Seçim bizimdir.