İnsanlığın Vicdan Sınavı
Filistin’de yaşananlar sadece bir coğrafyanın meselesi değil; insanlığın vicdan sınavıdır. Bugün Gazze’de bir çocuk açlıktan ölürken, Kudüs’te bir anne çocuğunun cansız bedenine sarılırken, Batı Şeria’da masum insanlar kurşunların gölgesinde yaşarken susmak, sadece korkaklık değil; insanlıktan çıkmaktır. İsrail’in işgalci politikalarını bir devlet olarak bile kabul etmiyorum. Çünkü devlet dediğin, adaletin ve hukuk düzeninin üzerine kuruludur. İsrail ise sadece kan, gözyaşı ve işgal üzerine yükselmiş bir yapıdır.
İşgalci Zihniyet ve İnsanlık Onuru
ABD’nin desteğiyle sırtını küresel güçlere yaslayan bu işgalci zihniyet, yıllardır mazlum bir halkın toprağını, evini, geleceğini çalmaktadır. Onlar sadece toprak işgal etmiyorlar; insanlık onurunu da işgal ediyorlar. Bu yüzden mesele artık sadece Filistin meselesi değildir. Bu, insanlık meselesidir.
Yardım Filoları ve Vicdanın Sesi
Bugün yollara düşen filolar, sadece yiyecek, ilaç ya da yardım taşımıyor. Onlar insanlığın utancına karşı vicdan taşıyorlar. Onlar, dünyanın dört bir yanından gelen haykırışların ete kemiğe bürünmüş halidir. İsrail, gemilere saldırdı, insanları gözaltına aldı, yollarını kesmeye çalıştı. Ama ne oldu? Yüzlerce insan, canını ortaya koyarak yollarına devam etti. Çünkü zalimin silahı varsa, mazlumun duası vardır; zalimin ordusu varsa, insanlığın vicdanı vardır.
Müslüman Ülkelerin Sessizliği ve Umut
Asıl utanç verici olan ise Müslüman ülkelerin sessizliğidir. Kardeşlikten, ümmetten, birlikten bahseden nice ülke, bugün petrol uğruna, ticaret uğruna susmayı tercih ediyor. Mazlumların yanında olması gerekenler, çıkarlarının yanında saf tutuyor. Ama bakın, Batı’dan, beklenmedik ülkelerden ses yükseliyor. İrlandalı bir milletvekili, ailesini geride bırakıp Filistin için gemilere biniyor. Bir ateist, kendi inancını değil; insanlığını öne koyuyor. İspanya, tüm ticaretini geri çekerek İsrail’e tarihi bir tokat atıyor. Bir İrlandalı boksör, ringde rakibini yendikten sonra dünyaya haykırıyor: “Filistinlileri serbest bırakın!” Ve elinde Filistin bayrağı…
İnsanlığın Kazanması Gerekiyor
İşte bu tablo, bize bir gerçeği hatırlatıyor: Mazluma destek olmak için aynı dinden olmak gerekmez, aynı milletten olmak gerekmez. İnsan olmak yeterlidir. Zalim kimden gelirse gelsin, mazlum kim olursa olsun, tarafımız bellidir: Biz mazlumdan yanayız.
Bugün aslında bir insanlık günüdür. Kazanan bir ırk, bir mezhep, bir devlet olmayacak. Kazanan insanlığın kendisi olacaktır. Çünkü zulmün ömrü kısadır. Tarih bize her defasında gösterdi: Firavunlar, Nemrutlar, Hitlerler vardı… Hepsi gitti. Ama mazlumların duası, onların direnişi baki kaldı. Bugün İsrail zulmü de aynı akıbeti yaşayacak. Çünkü insanlık, er ya da geç zalimin karşısına dikilir.
Ve biz biliyoruz ki birlik olduğumuzda hiçbir güç bizi durduramaz. Bugün omuz omuza duran yüzlerce insan, dünyanın dört bir yanından gelen vicdan çığlıkları, işte bu gerçeğin kanıtıdır. İsrail’in tankları, uçakları, silahları olabilir. Ama onların asla sahip olamayacağı bir şey var: Vicdan.
O yüzden bugün şunu haykırıyoruz: “Kazanan din değil, mezhep değil, ırk değil; kazanan insanlık olacak! Kazanan zalim değil; kazanan vicdan olacak!”
Zulme boyun eğmeyen, haksızlık karşısında susmayan, mazlumun yanında duran herkes bu mücadelenin bir parçasıdır. Yeter ki bizler de korkmayalım, yeter ki bizler de sesimizi yükseltelim. Çünkü unutmayalım: Zalim susunca değil, mazlum susturulunca kazanır. Biz sustukça zalim büyür. Ama biz birlik olursak, zalim yok olur.
Bugün insanlık kazanacak. Ve insanlık kazanmak zorunda.