USD40,68
%0.01
EURO47,14
%0.05
EURO/USD1,16
%0.03
BIST10.840,55
%-0.09
Petrol68,52
%1.30
GR. ALTIN4.404,08
%-0.39
BTC4.639.249,96
%-0.59
Ahmet Alan

GÖLGEDEKİ FİLMLER

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevmek Zamanı – Surete Âşık Olmak

Bu haftaki yazıda yine bir Metin Erksan filmine dönüyoruz.
Ancak bu kez susuzluğun değil, aşkın zamanına…
Birçok izleyici için bu film yalnızca alışılmadık bir aşk hikâyesi gibi görünebilir.
Ama dikkatle bakıldığında, Sevmek Zamanı, görünene değil, görünmeyene bakan; surete değil
derine inen bir film olarak öne çıkar. Çünkü bu film, Türk sinemasında neredeyse bir istisnadır.
1965 yılında çekilmiş olmasına rağmen, ne Yeşilçam’ın melodramlarına benzer, ne de dönemin
sosyal gerçekçi yapımlarına.
Metin Erksan, temsilin doğasına ve imgenin gücüne odaklanır.
Film, boyacı Halil ile patron kızı Meral’in hikâyesini anlatır.
Ancak bu, bildiğimiz “zengin kız, fakir oğlan” anlatısı değildir.
Çünkü Halil’in âşık olduğu kişi Meral değil, onun fotoğrafıdır.
Bu fark, filmi yalnızca aşk üzerine değil, aynı zamanda görme, arzunun kaynağı, sınıf farkı ve
hayalin gerçek karşısındaki kırılganlığı üzerine düşündürür.

Sessizlikle Gelen Aşk

Filmde diyalog oldukça azdır.
Duygular, bakışlarla, mekânlarla ve özellikle de sessizlikle aktarılır.
Halil’in âşık olduğu şey, bir görüntüdür. Yani onun kontrol edebildiği bir hayal.
Gerçek Meral ile yüzleştiğinde yaşadığı kriz, yalnızca aşkın değil, sınıfsal farkın ve toplumsal
aidiyetin de krizidir.
Halil, belki de surete âşık olmayı, gerçeğe âşık olmaya tercih eder.
Çünkü gerçek olan dışlayıcı olabilir.
Suret ise, hep olduğu yerde, kontrol edilebilir bir hayal olarak kalır.

Estetik: Fotoğraf Gibi Kadrajlar

Metin Erksan bu filmde son derece deneysel bir görsel dil kullanır:
Durağan ve simetrik kadrajlar
Siyah-beyazın ışık ve gölgeyle kurduğu ritim
Görsel tekrarlar, geometrik kompozisyonlar
Kamera çoğu zaman sabittir.
Hareket eden karakterler değil, hareket eden düşünceler ve duygulardır.
Her plan, bir fotoğraf karesi gibi düşünülmüştür.
Bu da filmin estetik olarak hem dönemi hem de bugünü aşan bir dil kazanmasını sağlar.

Kurgu: Zamanın Ağırlığı

Filmin kurgu ritmi, Yeşilçam’daki hızlı olay akışının aksine yavaş ve durgundur.
Planlar uzundur; geçişler dingin, zaman neredeyse ağır akar.
Bu yavaşlık, izleyicinin sahnelerin içinde kalmasını, duygu ve düşünce arasında gidip gelmesini
sağlar.
Kurgu, olayları çözmekten çok, duygunun içinde zaman geçirmek için vardır.

Zamanla Kültleşen Bir Film

Sevmek Zamanı, yapıldığı dönemde geniş kitlelerce keşfedilememiştir.
Ancak zamanla, özellikle sinema meraklıları ve bağımsız yönetmenler arasında kültleşmiştir.
Her izleyişte yeni bir anlam barındıran, her planıyla başka bir duygu çağıran bu film, bugün artık
Türk sinemasının en özel yapımlarından biri olarak kabul edilmektedir.
Bu filmde bir aşk değil, bir bakış vardır.
Bir yakınlık değil, bir mesafe…
Ve bu mesafenin içinde yankılanan o sessiz ama güçlü soru:
Sevdiğimiz şey, gerçekten karşımızdaki kişi mi?
Yoksa zihnimizde yarattığımız, onun bir hayali mi?
İşte bu yüzden Sevmek Zamanı, gölgede kalmış ama ışığı içinde taşıyan filmlerden biridir.
Bakışın, arzunun ve suskunluğun sinemasal bir şiiri…

GÖLGEDEKİ FİLMLER
Yorum Yap
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.