İtalya’da faşist lider Benito Mussolini’den sonra gelen “ilk aşırı sağcı” lider olarak dikkat çeken Başbakan Giorgia Meloni, tüm Avrupa’nın ilgi odağı olmayı sürdürüyor. 2022 yılında hükümetin düşmesinin ardından gerçekleştirilen erken seçimde parti olarak zafere ulaşan Meloni’nin siyasi kimliği, ideolojik duruşu ve gençlik yıllarında edindiği tecrübeler, onun siyasi kariyerini şekillendiren önemli unsurlar arasında yer alıyor.
İtalyan siyasetinde sert söylemleriyle tanınan aşırı sağcı İtalya’nın Kardeşleri Partisi (FdI) lideri olan Giorgia Meloni, uzun bir süredir siyasetin içindedir. Gençliğinden beri aktif bir şekilde siyasi hayatın içinde yer alan Meloni’nin, gençken yaptığı siyasi çalışmaların görüntüleri son günlerde tekrar gündeme geldi ve büyük ilgi topladı. 15 yaşında siyasete ilk adımını atarak, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Mussolini destekçileri tarafından kurulan İtalyan Sosyal Hareketi’nin (MSI) gençlik kanadına katılmıştır.
Meloni’nin gençliğe ait olan bu görüntüler, onun hem fiziki görünümünden hem de etkileyici konuşmalarından dolayı dikkat çekti. Genç yaşında gösterdiği bu çaba, siyasi söyleminden bağımsız olarak ona bir hayran kitlesi kazandırdı. 15 Ocak 1977’de İtalya’nın başkenti Roma’da dünyaya gelen Meloni’nin çocukluğu, ebeveyninin ayrılmasıyla annesiyle birlikte Roma’nın işçi semti olan Garbatella’da geçmiştir. Annesinin siyasi görüşleri, Meloni’nin sağa kaymasında etkili olmuş, bu durum babasının sol görüşlü olması nedeniyle oluşan bir tepki olarak değerlendirilmiştir.
Meloni, 19 yaşında aşırı sağ Ulusal İttifak (AN) için kampanya yürütürken, bir Fransız televizyonuna verdiği röportajda, “Mussolini’nin iyi bir siyasetçi olduğunu düşünüyorum. O ne yaptıysa İtalya için yaptı.” ifadesiyle bu dönemin tartışmalarına yön vermiştir. Siyasetteki yükselişi devam etti ve 2006 yılında 29 yaşında AN’den girdiği Temsilciler Meclisi’nde Meclis Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi. Daha sonra 2008 seçimlerinden sonra kurulan 4. Berlusconi hükümetinde, 31 yaşında en genç bakan olarak Gençlik Bakanlığı görevine getirildi ve bu görevi 2011 yılına kadar sürdürdü.
2012 yılında İtalya’nın Kardeşleri Partisini kurarak siyaset hayatının yeni bir sayfasını açtı. Bu dönemden sonra genelde muhalefette kalarak partisiyle birlikte oylarını artırmaya başladı. 2013 seçimlerinde yüzde 2 oy alırken, bu rakam 2014 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 3,70’e, 2018 seçimlerinde ise yüzde 4,30’a ulaştı. Bu süreçte Meloni’nin söylemleri, “Tanrı, Hristiyanlık, vatanseverlik, aile” temalarını kapsayacak şekilde sertleşti. Özellikle 2019 yılında sık sık kullandığı “Ben Giorgia’yım, ben bir kadınım, ben bir anneyim, ben İtalyanım, ben Hristiyanım” sloganı, onun için belirleyici bir dönüm noktası oldu ve bu sözleri nedeniyle birçok eleştirinin hedefi haline geldi.
Ayrıca, Meloni, İtalya’nın nüfusunun azalması ve doğum oranlarındaki düşüş konularını sık sık gündeme getirerek bu alanda eleştirilerde bulunmaktadır. Eşcinsellik ve cinsiyet kimliğine karşıt söylemleri, onun sürekli olarak medya gündeminde kalmasına neden olmaktadır. Bu doğrultuda Meloni, kürtajın yasaklanmaması konusunda ısrarcı olmakla birlikte, uyuşturucuya ve kürtaja karşı tutumuyla da tanınmaktadır.