Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkan Yardımcısı Yunus Baydar, bölgede etkili olan şap hastalığı hakkında ciddi uyarılarda bulundu. Baydar, “Bu hastalık, yaklaşık 50 yıl önce tespit edilmiş olan SAT 1 türüdür. Şu an ilimiz merkez ve köylerinin yanı sıra tüm ilçelere hızla yayılmış durumda. Özellikle Ardahan gibi büyükbaş hayvancılığın temel geçim kaynağı olduğu yerlerde, bu durum insanlarımız için ciddi olumsuz etkiler yarattı ve yaratmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
Baydar, hastalığın ortaya çıkışının yaklaşık 20 gün önce başladığını belirtirken, “Bu hastalık çok hızlı bir yayılma gösterdi. Bir 300 hayvanlık sürüye 2-3 gün içinde bulaşabiliyor. Bakanlık, aşı üretimi gerçekleştirdi fakat hastalık bulaşmış hayvanlara aşının uygulanması mümkün değil. Ayrıca aşı uygulandıktan sonra en az 15 gün geçmesi gerekiyor; bu süre zarfında hayvanlarımızda önemli kayıplar yaşandı ve yaşamaya da devam ediyoruz. Bulaşma durumu sürüyor. Hayvanlarımız yürümekte zorlanıyor, memelerinde süt yok, bazıları yara ve veziküllerle karşı karşıya. Hayvanların ağzından salya akıyor ve merada otlama sorunları yaşıyorlar” dedi.
Bu bağlamda, Baydar, “Beslenemeyen bir hayvandan süt almak oldukça güç; bu nedenle süt üreticileri bu süreçte süt alma imkanından yoksun kalıyor” ifadelerini kullandı.
Hastalığın etkilediği buzağıların, merada otlayamadığını vurgulayan Baydar, üreticilere çeşitli önerilerde bulundu. “Üreticilerimize tavsiyemiz; yüksek ateşle başlayan viremi döneminde hayvanlarımıza daha fazla zarar vermemesi için, ateş kontrolü amacıyla soğuk su ve antiseptik dezenfektanlar kullanarak ağızda oluşan yaraları tedavi etmeleri gerekiyor. Ayrıca, yüksek ateşle birlikte gebe hayvanlarımızda embriyonel ölümler yaşanma ihtimali söz konusu. Bu durum doğum zamanına yaklaşıldığında abortus şekillendirebiliyor. Bu yüzden üreticilerin dikkatli olmalarını istiyoruz” diye konuştu.
Baydar, üreticilerin hayvanların iyileşme döneminde kuru ot vererek süreci atlatmaya çalıştığını belirtti. “Mera dönemi olmasına rağmen hayvanlara yem vermek zorundalar. Bu durum hayvanların iyileşme sürecine katkı sağlıyor. Fakat şap hastalığına yakalanan bir hayvan en az bir buçuk iki aylık bir kayıp yaşıyor. Beslenemeyen hayvanlardan ise süt almak mümkün olmuyor ve bu nedenle süt üreticileri ciddi zorluklar yaşıyor. Hayvanların meme kısmında oluşan veziküller nedeniyle buzağılar da emzirilemiyor. Aynı zamanda buzağılarda ağız yoluyla bulaşma ve ayaklarında kronik sorunlar yaşanma ihtimali artıyor” şeklinde uyarıda bulundu.
Baydar, üreticilerin yaşadıkları zorlukları vurgulayarak, “Devletimizden destek bekliyoruz. Ardahan’da büyükbaş hayvancılık bir tercih değil, zorunluluk durumunda. Temel geçim kaynağımız büyükbaş hayvancılık ve Türkiye’de kişi başına en fazla büyükbaş hayvanın bulunduğu il Ardahan’dır. 90 bin nüfusa sahip bu ilde yaklaşık 350 sığır bulunmakta. Yani kişi başına 4 büyükbaş hayvan düşmektedir. Devletimizin ilgili birimlerinden destek bekliyoruz” dedi.
Baydar, mevcut durumda karantina uygulamalarının sürdüğünü belirtirken, “Karantina süreci yaklaşık bir aydır devam ediyor ve yeni köylere bulaşma durumu baş göstermeye başladı. Üreticilerimiz, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası gibi kuruluşlara yem ve traktör kredisi borçları dolayısıyla zor durumda. Hayvanlarını satma şansları yok, piyasa kapalı ve hasta hayvanlarını satma durumunda kalırlarsa değerinden çok daha az bir fiyata satmak zorunda olacaklar. Bu nedenle, borçlarının ertelenmesi ve finansal destek sağlanması önemli. Devletimizden bu süreçte yanımızda olmasını bekliyoruz” ifadeleriyle durumu özetledi.
