Avrupa’nın gündeminde, ABD’nin aldığı vergi kararları önemli bir yer tutuyor.
ABD Başkanı Donald Trump, çelik ve alüminyum ithalatına getirilen gümrük vergileriyle küresel ticaretin tansiyonunu daha da artırdı.
Bu karar, Avrupa Birliği’nden (AB) seri yanıtlar almaya yol açtı.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Federal Meclis’te gerçekleştirdiği konuşmada, Almanya’nın Avrupa’nın en büyük ihracat ülkesi olduğunu belirterek, çelik ve alüminyum gibi ürünlerde AB’nin Amerikan gümrük vergilerinin hedefi olması halinde, ülkesinin Avrupa’daki dayanışmaya daha fazla ihtiyaç duyacağını vurguladı.
“AB HEP BİRLİKTE KARŞILIK VERECEK”
Scholz, AB’nin kendisini kanıtlama sürecinde olduğunu dile getirerek, “Eğer ABD bize başka bir seçenek bırakmazsa, AB hep birlikte karşılık verecek. Dünyanın en büyük pazarı olarak, 450 milyon nüfusuyla bu durumu üstlenebilecek güce sahibiz.” ifadelerini kullandı.
Ancak vergiler ve karşı vergiler gibi “yanlış yoldan” kurtulmayı umduğunu belirten Scholz, “Ticaret savaşları her zaman iki tarafın da refahına zarar verir.” şeklinde değerlendirmede bulundu.
Bir ticaret savaşı çıkmasa da ABD, Çin ve diğer gelişmekte olan ülkelerden gelen zorlayıcı rekabetin Alman ekonomisini sıkıştırmaya devam edeceğini aktaran Scholz, “Buna yanıt dünkü reçetelerle olamaz.” dedi.
“RÜZGAR KARŞIDAN ESİYOR”
Scholz, Rusya-Ukrayna savaşına, ekonomik sorunlara, enflasyona ve Trump’ın yeni uyguladığı gümrük vergileriyle Grönland, Kanada, Orta Doğu ve Panama ile ilgili açıklamalara dikkat çekerek, “Zor bir dönemden geçiyoruz. Rüzgar şu anda karşıdan esiyor ve bu durum önümüzdeki yıllarda da devam edecek.” sözlerini sarf etti.
Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin başbakan adayı Friedrich Merz’i Ukrayna’ya desteği konusunda çelişkili davranmakla eleştiren Scholz, “Savaş ve barış konularında bu kadar belirsiz konuşan, yönünü kaybetmiş biri Almanya’nın güvenliği için sorumluluk üstlenememelidir.” dedi.
GÖÇ POLİTİKALARI TARTIŞMALARI
Scholz, Merz’in düzensiz göçle mücadele için sınırları kapatma yönündeki önerilerinin Avrupa hukukunu ihlal edeceğini öne sürerek, bu yaklaşımın Avrupa’daki birlikteliği tehlikeye attığını ifade etti.
“(Merz), seçim kampanyasında birkaç puan kazanma umuduyla Avrupa’nın birlikteliğine zarar veriyor.” diyen Scholz, Merz’in iltica politikası taleplerinin Almanya’nın çıkarlarıyla örtüşmediğini aktardı.
Scholz, Federal Meclis’te 29 Ocak’ta Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin göç politikasının sıkılaştırılması önerisinin, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi’nin desteğiyle geçmesine karşı çıkarak, vatandaşların Merz’in demokratlarla uzlaşma zorlandığında AfD ile iş yaptığını bildiklerini söyledi.
Başbakan Scholz, 23 Şubat’ta gerçekleştirilecek erken genel seçimlerin, mecliste CDU/CSU ve AfD’nin çoğunluğu elde etmelerini önlemek açısından kritik bir önem taşıdığını söyledi.
