Amerika Birleşik Devletleri’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield, ABD’nin Güvenlik Konseyi (BMGK) dönem başkanlığını Birleşik Krallık’tan devralmasının ardından bir basın toplantısı düzenledi. Bu toplantıda dönem başkanlığı süresince iki ana konunun ön plana çıkacağını duyurdu: gıda güvencesizliği ve cinsiyet eşitsizliği. Ayrıca, dijital tehditler ve bölgesel ihtilafların da gündem maddeleri arasında yer alacağını belirtti.
Greenfield, bu tür zorlukların “inatçı” olduğunu ifade ederek, “Çok sayıda insan bize güveniyor. Elimizi kolumuzu bağlayıp oturamayız; aksine kolları sıvayıp çalışmaya devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu. ABD’den sonra BMGK dönem başkanlığını devralacak ülkenin ise Cezayir olduğu belirtildi.
Suriye’deki Durum
Greenfield, Suriye’deki mevcut gelişmelerin endişe verici olduğunu ve durumu dikkatle takip ettiklerini kaydetti. Bölgedeki ortaklarıyla irtibatlarının sürdüğünü belirten Greenfield, Suriye halkı için barış ve güvenliği sağlamak amacıyla bir çözüm bulunması gerektiğini vurguladı. “Biz Suriye’de uzun süre boyunca müzakereleri destekledik. Ancak, Suriye’de BMGK kararlarını yok sayan ve müzakerelerde yer almayan Esed rejimi var,” dedi.
Gazze’ye Yönelik Çabalar
Gazze’ye ilişkin olarak, Greenfield ABD’nin diplomatik çabalarının devam ettiğini belirtti. Durumun ciddiyetine dikkat çekerek, ateşkes sağlanması, esirlerin serbest bırakılması, Filistin halkının ihtiyaçlarının karşılanması ve insani yardım sevkiyatının gerçekleştirilmesi için çabaların sürdüğünü ifade etti.
Lübnan Üzerine Açıklamalar
Lübnan’a ilişkin çalışmalar hakkında da bilgi veren Greenfield, “Bir anlaşma sağlandı, bazı sorunlar yaşandı fakat anlaşma hala geçerli.” dedi. Ayrıca, ateşkese hala saygı gösterildiğini ve durumu izlemeye devam ettiklerini söyledi. Lübnan’daki gelişmelerin bölgedeki barış ve istikrar açısından kritik olduğunu vurgulamakta fayda var.
Sonuç olarak, Linda Thomas Greenfield, ABD’nin BMGK’daki rolünün önemini vurgularken, dünya genelindeki mevcut krizlere ilişkin sorumluluklarını da üstlenmeye hazır olduklarını belirtti. Hem Suriye hem Gazze hem de Lübnan konularındaki durumu takip etmekte kararlı olduklarını gösterdi. Bu süreçte, ABD’nin barış ve güvenlik sağlama umutlarını sürdürdüğünü, bunun uluslararası işbirliği ve diplomasi yoluyla gerçekleştirilebileceğini ifade etti.