Ülke genelinde geçen yıl bir kadının 15-49 yaşlarında doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade eden toplam doğurganlık hızı, 1930’lardan bu yana tutulan nüfus kayıtlarının en düşük seviyesine geriledi. Habere göre, ABD’de de doğurganlık hızındaki düşüş incelendi. 2023’te ABD’nin toplam doğurganlık hızı, bir önceki yıla göre yüzde 2 azalarak 1,62 çocuk olarak belirlendi.
ABD’de doğurganlık hızının düştüğü tespit edilirken, 40’lı yaşlardaki kadınların doğum oranının sabit kaldığı, 35-39 yaş aralığındaki doğum hızının yüzde 5,47 azaldığı ve 20-24 yaş grubunda ise yüzde 4 azalma olduğu ortaya çıktı. Bu düşüş trendinin, genç ABD’lilerin mali ve sosyal zorluklar karşısında çocuk sahibi olmaktan vazgeçmeleri veya ertelemeleri ile ilişkilendirildi.
ABD’de 1930’lardan bu yana en düşük seviyesine gerileyen toplam doğurganlık hızı, 2008 ekonomik krizinden bu yana süren bir düşüş trendinin bir parçası olarak görülüyor. 2007 yılında 2,12 çocuk olarak kaydedilen doğurganlık hızı, o zamanki “yenilenme hızı” olarak biliniyordu ve nüfusun seviyesini koruyordu. Bu hızda yaşanan düşüş, gençlerin ev sahibi olma, kredi borçlarını ödeme ve çocuk bakımı gibi zorluklarla karşı karşıya kalmalarıyla açıklanıyor.
Öte yandan, ABD’nin toplam doğurganlık hızındaki bu düşüşün, uzun vadede işgücü açığını ve nüfus dengesini etkileyeceği ifade ediliyor. Ülkeye yapılacak göçmen alımlarının, toplam doğurganlık hızının düşüşünden kaynaklanacak eksiklikleri tamamlaması ve nüfusun dengelemesine yardımcı olması bekleniyor. Bu durum, ABD’nin demografik yapı üzerinde uzun vadeli etkiler yaratabilir. Bu veriler, ülkenin demografik değişimlerini anlamak ve geleceğe yönelik politikalar geliştirmek için önemli bir referans noktası olabilir.
Anadolu Ajansı’nın (AA) haberine göre, ABD ve ülkemizdeki doğurganlık hızındaki bu düşüş eğilimi, genç nüfusun karşı karşıya kaldığı ekonomik ve sosyal zorlukları yansıtıyor. Bu trendin devam edip etmeyeceği ve nelere yol açabileceği ise yakından takip edilmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Bu veriler, toplumların demografik yapısının evrilme sürecini anlamak ve buna uygun politika önlemleri almak için önemli bir kaynak olabilir.