ABD’de yaşayan Sandra Hemme, 1980 yılının Kasım ayında, Patricia Jeschke’yi bıçaklayarak öldürmek suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ancak olay yerinde bulunan hiçbir cinayet kanıtının Hemme ile bir bağlantısı olmamasına rağmen polis, kanıtları gözardı ederek genç kadını tutukladı. Suçsuzluğunu kanıtlamak için temyiz mahkemesine başvuran Hemme’nin, cinayeti ağır uyuşturucu ilaçlar altında itiraf ettiği ortaya çıktı. Ancak ilaç etkisinde ne dediğini bilmeyen ve durumdan haberi olmayan kadının itirafının geçersiz olduğu belirlendi.
Temyiz mahkemesinin hakimi, kadının masum olduğuna dair açık kanıtların bulunduğunu belirterek, mahkumiyet zamanında savunma ekibine verilmeyen kanıtların da olduğunu vurguladı. Temyiz mahkemesinin kararında suçsuz olduğu tespit edilen 64 yaşındaki Sandra Hemme, 43 yıl sonra kız kardeşi, kızı ve torununa kavuştu. Hemme’nin, ABD tarihinde en uzun süre haksız yere hapis yatan mahkum olduğuna inanılıyor.
Sandra Hemme’nin özgürlüğüne kavuşması, adaletin geç de olsa tecelli ettiği bir örnek olarak değerlendiriliyor. Uzun yıllar boyunca suçsuz yere cezaevinde kalan Hemme, sevdiklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşarken adaletin doğru şekilde işlediğine olan inancını da koruyor. Olay, yanlışlıkla hüküm giyen masum insanların hikayeleri konusunda toplumda farkındalık yaratmış ve savunma ekibine verilmeyen kanıtların önemi konusunda da tartışmaları tetiklemiştir.
Hemme’nin yaşadığı adaletsizlik, dikkatleri suistimallere ve hatalı yargılara karşı daha duyarlı olmaya yönlendiriyor. ABD hukuk sisteminde yaşanan bu tür hataların düzeltilmesi ve masum insanların özgürlüklerine kavuşmaları için daha dikkatli adımlar atılması gerektiği vurgulanıyor. Sandra Hemme’nin özgürlüğe kavuşması, adaletin tecelli etmesi ve masumiyetin kanıtlanması adına umut verici bir gelişme olarak karşılanıyor.
