ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Filistin’in Birleşmiş Milletler’e tam üyeliği talep edilen karar tasarısını veto etti. Bu karar, ABD’nin İsrail’i desteklemesi ve Filistin’in uluslararası alanda tanınmasını engellemesiyle dikkat çekti. Cezayir’in sunduğu karar tasarısına 12 ülke ‘evet’ derken, 2 ülke ‘çekimser’ kaldı. ABD’nin ‘hayır’ oyu kullanmasıyla tasarı reddedilmiş oldu. Daimi üyeler arasından hiçbirinin ‘hayır’ oyu kullanmaması ve toplamda 9 ‘evet’ oyu alınması gerekiyordu.
Filistin, daha önce de 2011 yılında Birleşmiş Milletler’e tam üyelik başvurusu yapmış ancak oylamada başarılı olamamıştı. 2012 yılında ise ‘BM daimi gözlemci’ statüsüne kavuşmuştu. Son başvurusu için BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e bir mektup gönderen Filistin’in talebi, BMGK tarafından görüşülmeye alınmıştı. Ancak Yeni Üyelerin Kabulü Komitesi, üyelik konusunda mutabakata varamamıştı. Bu durum üzerine Cezayir’in Filistin’in üyeliği için sunduğu karar tasarısı oylamaya sunuldu.
Karar tasarısında, Filistin’in BM Genel Kurulu’na tam üye olarak kabul edilmesi tavsiye ediliyordu. Ancak ABD’nin veto hakkını kullanarak tasarının geçmesini engellediği görüldü. Diğer ülkeler arasında İngiltere ve İsviçre ‘çekimser’ kalmış, diğer ülkeler ise ‘evet’ oyu vermişti. Bu sonuçlar, Filistin’in uluslararası alanda tanınma ve destek bulma çabalarının önünde bir engel olarak duruyor.
Filistin’in BM üyeliği konusunda yaşanan bu gelişmeler, bölgedeki siyasi ve diplomatik ilişkilere de yansımaları olabilir. ABD’nin İsrail’i desteklemesi, Filistin’in uluslararası toplum nezdindeki statüsünü belirleyen önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Bu süreçte Filistin’in uluslararası alanda daha fazla destek bulabilmesi ve haklarının korunması için yeni stratejiler geliştirmesi gerekebilir. Bu olay, dünya kamuoyunda da geniş yankı uyandırmış ve Filistin-İsrail sorununun karmaşıklığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.