İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye’nin rezerv durumunun oldukça iyi bir seviyede olduğunu vurgulayarak, “En önemli hedefimiz enflasyonu makul bir seviyeye çekmektir. Yeni süreçte atılacak adımların birbirleriyle uyumlu çalışması kritik önem taşıyor. İş dünyası olarak enflasyonu azaltmaya yönelik tüm politikalara tam destek veriyoruz. Dengeyi koruyarak, enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürmeyi başarabileceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Bu yıl İspanya’nın Barselona kentinde gerçekleştirilen Mobil Dünya Kongresi (Mobile World Congress – MWC) etkinliğinde basın mensuplarıyla bir araya gelen Avdagiç, iş dünyasının sorunlarına gösterdiği hassasiyet nedeniyle ekonomi yönetimi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na teşekkür etti.
Enflasyonu düşürmek amacıyla yaklaşık 20 ay boyunca süren bir politika uygulandığını hatırlatan Avdagiç, bu yaklaşımın büyümeyi makul seviyede tutarken, enflasyonu üç yıl içinde tek haneli rakamlara çekmeyi hedeflediğini belirtti. Bu durumun, iş dünyasının büyük bir kesimi tarafından kabul edilen bir makro bakış açısı olduğunu vurguladı.
Avdagiç, iş dünyasının enflasyonu düşürme politikalarına sürekli destek verdiğini dile getirerek, “Öne çıkarmak istediğimiz bir konu da, bu süreç sonunda Türkiye’nin üretim kapasitesinin, ihracat yeteneğinin ve istihdam düzeyinin zarar görmemesidir” dedi.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı, enflasyonu makul bir seviyeye çekmenin en kritik hedef olduğuna dikkat çekti. “Diğer tüm konuların, faiz oranlarının, kredi şartlarının, kredi büyüklüğünün ve döviz TL kredi maliyetlerinin birbiriyle uyum içinde olmasının faydalı olacağına inanıyoruz. Yeni dönem için atılacak adımların senkronize bir şekilde yürütülmesi büyük önem taşıyor. Hepsini dengeli bir biçimde yöneterek, enflasyonu kalıcı olarak aşağıya çekmeyi başarabileceğimize inanıyoruz” şeklinde konuştu.
Politikaların sadece finans yönetimi değil, aynı zamanda ekonomi yönetimi perspektifinden ele alınmasının önemine değinen Avdagiç, “İş dünyası olarak, bu noktada en önemli konumuz bu. Dolayısıyla planlanan politikaların üretim ve ihracat sektörü ile bu alanda faaliyet gösteren firmalara odaklanması gerekiyor. Yurt dışından Türkiye’de hizmet alan yabancıların olması, turizm sektörünün büyüklüğünü ön plana çıkarıyor. Türkiye’nin rekabetçiliğini kaybetmemesi için sürecin iyi yönetilmesi şart. İhracata odaklanan firmaların, iç kredi maliyetlerinden dolayı sıkıntı yaşadığını görüyoruz. Döviz fiyatları az yükseldiğinde maliyetler döviz bazında artmakta. İthalatı cazip hale getiren uygulamalardan kaçınmalıyız” dedi.
Avdagiç, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın açıkladığı yüzde 24 oranındaki revize edilmiş enflasyon tahminine de değinerek, “Üst bant ise yüzde 29’a tekabül ediyor. Bu bantta kalmasını sağlamak için iş dünyası olarak tam destek vermeye devam edeceğiz” dedi.
Kur makasına fazla yüklenilmemesi gerektiğini belirten Avdagiç, “Enflasyonda bir düşüş yaşanıyor ve Türkiye’nin rezervleri genel anlamda daha iyi bir noktadaydı. CDS’lerde önemli bir düşüş var ve bu olumlu gelişmeleri destekliyoruz. Bunun yanında, gerçek üretim yapan firmaların ve ihracatçıların durumunun göz önünde bulundurulması gerekiyor. Türkiye’nin ihracat rekabetçiliğini kaybetmeden, ithalatı cazip kılmaktan kaçınacak politikalar sürekli gündemde olmalıdır. Kur makasına aşırı yüklenmek, ülkeyi ithalata bağımlı hale getirebilir. Geleneksel üretim alanlarımızda yaşanan zorluklar kadar, otomotiv, beyaz eşya ve kimya sektörlerinde de Türk ihracatçısının zorlandığı belirtilmelidir. Artan insan maliyetleri ile turizm sektöründe Türkiye, daha pahalı bir ülke haline geliyor ve bu koşullar bazı turistlerin alternatif rotalara yönelmesine sebep olabilir” diyerek değerlendirmelerini tamamladı. – İSTANBUL