BOSİAD Başkanı Rasim Çağan, derneğin çevre, mesleki eğitim ve gençlik konularına yoğunlaştığını ifade ederek, iş dünyasında X, Y ve Z kuşaklarının bir arada çalışmasının yarattığı dinamiklerin önemine değindi. ODM Vakfı Kurucu Başkanı Tamer Dövücü ise, “Bu nesil geleneksel hiyerarşik sistemlerden uzak durmayı tercih ediyor. İşletmeler, gençleri anlamak ve onları doğru yönlendirmek amacıyla yenilikçi iletişim modelleri geliştirmeli. Aynı zamanda, işverenlerin genç çalışanların motivasyonunu artırıcı unsurlar sunması büyük bir öneme sahip” diye konuştu.
Yeni nesil çalışanlar, teknoloji odaklı, özgür ve esnek çalışma koşulları talep ederken, iş dünyası geleneksel yapılarına tutunmaya devam ediyor. Şirketler, değişen iş dinamiklerine uyum sağlayabilecek mi yoksa genç yetenekleri kaybetme riskiyle mi yüzleşecek? Bu sorunun cevabını arayan BOSİAD, ODM Vakfı Kurucu Başkanı Tamer Dövücü’nün önerdiği yaklaşımın gerekliliğini vurguluyor. Gençlerin güçlü yönlerini keşfetmek ve onları motive edecek yeni modeller geliştirmek, iş dünyasının başarıya giden yolunda kritik bir adım olarak öne çıkıyor. Aksi durumda, değişime ayak uyduramayan şirketlerin rekabet avantajlarını kaybetme riski bulunuyor. Bursa Organize Sanayi İş İnsanları Derneği (BOSİAD) ve Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) iş birliğiyle gerçekleştirilen “Z Kuşağının Ayırıcı Özellikleri ve İş Dünyasının Yeni Kuşaklarla Uyumu” semineri, iş dünyası temsilcileri, akademisyenler ve basın mensuplarının yoğun katılımıyla başarıyla gerçekleşti.
Seminerin açılış konuşmasını yapan BOSİAD Başkanı Rasim Çağan, derneğin gençlik ve mesleki eğitim projelerine yoğunlaştığını belirterek, X, Y ve Z kuşaklarının iş dünyasındaki etkilerini vurguladı. “Gençleri anlamadan ve onları doğru yönlendirmeden sürdürülebilir bir iş modeli oluşturamayız. Z kuşağı, teknolojiye yatkın, esnek çalışma alanları talep eden ve üretkenliği ön planda tutan bireylerden oluşuyor. Ancak iş dünyası, genelde geleneksel değerlere bağlı kalmayı tercih ediyor. Bu durum ise çalışma ortamında verim kaybına neden olabiliyor” diye söyledi.
Ayrıca, Bursa Uludağ Üniversitesi ile birlikte yapılan BOSİAD Z Planı Araştırması’nın, gençlerin iş dünyasındaki beklentilerini anlamak bakımından önemli veriler sağladığını ifade eden Çağan, gençlerin iş hayatına adapte olmasını sağlamak adına sosyal medya gibi araçların daha etkin bir şekilde kullanılmasının gerekliliğine dikkat çekti. “Gençlerle iletişimde daha etkili yöntemler geliştirmeliyiz. Onlara eski sistemleri dayatmak yerine, ortak bir anlayış geliştirmek durumundayız” diyerek sanayicilere ve iş insanlarına çağrıda bulundu.
Seminerin ana konuşmacısı olan ODM Vakfı Kurucu Başkanı Tamer Dövücü, Z kuşağının iş dünyasına uyumu hakkında geniş kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Dövücü, kuşaklar arasındaki farklılıkların yalnızca kültürel değil, biyolojik yönleri de olduğunu ileri sürdü. “Günümüzde kuşak farkı, kültür farkından çok daha büyük hale gelmiştir. Bir Fransız genci ile bir Hintli gencin, kendi ebeveynlerinden daha iyi anlaştığını gözlemleyebiliyoruz. Bunun sebebi, değişimin hızının kuşaklar arasındaki farklılıkları daha da derinleştirmiş olması” diyerek yeni neslin algılayış biçimlerinin temelinden değiştiğini ifade etti.
Dövücü, gençlerin dikkat sürelerinin kısaldığını ve anlık başarı beklentileri içinde olduklarını söyleyerek, işverenlerin bu duruma uyum sağlaması gerektiğini belirtti. “Z kuşağı bilgiye hızla ulaşabiliyor, ancak uzun vadeli kariyer planlamasına pek ilgi duymuyor. İş dünyası, bu nesli anlamak ve onları motive edecek stratejiler geliştirmek için yeni bir model oluşturmalıdır” şeklinde konuştu.
Dövücü, Optimum Denge Modeli (ODM) çerçevesinde, bireylerin ve şirketlerin sürdürülebilir bir çalışma ortamı yaratması gerektiğini vurguladı. “Gençleri geleneksel iş modellerine zorlamak yerine, onların güçlü yönlerini keşfetmeli ve bu nitelikleri iş dünyasına kazandırmalıyız. Şirketlerin yetenek yönetimi süreçlerini bu yeni kuşağın beklentilerine göre şekillendirmesi kritik bir faktördür” dedi.
Seminerde tartışılan önemli konulardan biri, Z kuşağının iş dünyasında nasıl daha etkin bir rol alabileceğiydi. Dövücü, “Z kuşağı yüksek frekansta düşünüyor ve bilgiyi hızla tüketiyor. Ancak bu neslin derinlemesine düşünme süreçleri farklı işlemekte. İşverenler, onların zihinsel süreçlerini anlamak ve onlara etkili görevler vererek yönlendirmelidir” şeklinde ifade etti.
Dövücü, yeni neslin bireyselliği önemseyen bir tutum sergilediğini de vurguladı. “Bu kuşak geleneksel hiyerarşik sistemlerden uzak durmayı seçiyor. İşletmeler, gençleri anlamak ve onlara doğru yönlendirmeler yapmak için yeni iletişim modelleri geliştirmelidir. Özellikle işverenlerin, genç çalışanların motivasyonunu artıracak unsurlar sunmaları büyük bir önem arz ediyor” ifadelerini kullandı.
Seminerin sonunda katılımcılar, Z kuşağına yönelik etkili iş yönetimi stratejileri hakkında bilgi edinme fırsatı buldu. Dövücü, iş dünyasında başarı elde etmenin, genç çalışanları anlamak ve onlara uygun kariyer alternatifleri sunmakla mümkün olduğunu belirtti. “Eğer doğru insanları seçer, doğru eğitir ve onları iş ortamına entegre edersek, verimlilik artacaktır. Ancak bu süreç, geleneksel yöntemlerle yönetilemez. Gençlerin iş yaşamından alacakları tatmin ve bağlılık biçimleri değişti. Bu durumu göz ardı eden şirketler, yeni nesil yetenekleri elde tutmada sıkıntı yaşayacaklardır” diye uyarıda bulundu.
Seminerde Z kuşağının iş dünyasına bakış açısı da detaylı bir şekilde ele alındı. Dövücü, gençlerin bireysel kimlik gelişimiyle ilgili bazı sorunlar yaşadığını ve iş yerlerinde aidiyet duygusunu kolayca oluşturamadığını belirtti. “Gençler, iş yerlerinde geleneksel beklentilerle karşılaştıklarında, çoğu zaman bu beklentilere uyum sağlamak yerine iş değiştiriyor. Uzun vadeli kariyer planlaması yapmadıkları için, şirketlerin onları motive edecek daha esnek ve bireyselleştirilmiş kariyer yolları sunması gereklidir” şeklinde ifade etti.
İlgili oturum, katılımcılar arasında interaktif bir soru-cevap kısmıyla sona erdi. İş dünyasının temsilcileri, yeni nesil iş gücü ile ilgili önemli bulgular elde ederken, genç çalışanlarla sağlıklı bir çalışma ortamı kurmanın yolları üzerine fikir alışverişinde bulundular. Etkinliğin sonunda, BOSİAD ve UİB yetkilileri, benzer etkinliklerin devam edeceğini belirterek sanayicileri ve akademisyenleri iş birliği yapmaya davet etti. – BURSA
