Donald Trump, 20 Ocak 2017 tarihinde ABD Başkanı olarak göreve başlamıştır. Görev süresinin başlangıcında, Trump, seçim kampanyası sırasında sıkça dile getirdiği göçmen karşıtı politikalarını uygulamaya koyma niyetini ortaya koymuştur.
Başkanlık görevine başladıktan kısa bir süre sonra, Trump, ülke tarihinin en büyük sınır dışı etme operasyonunu başlatmayı planladığını belirtti. Bu durum, çok sayıda insanın tepkisini çekti ve göçmen karşıtlığının ekonomik boyutlarının gündeme gelmesine zemin hazırladı.
Amerika Birleşik Devletleri’nde özellikle göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı New York gibi büyük şehirlerde, Trump’ın uygulamalarına yönelik büyük bir muhalefet oluştu. New York’taki birçok işletme, Trump’ın göçmenlere karşı takındığı sert tutumu protesto etmek amacıyla “Göçmenler Olmadan Bir Gün” adında etkinlikler düzenlemeye başladı.
Bu etkinliklerde, işletmeler dükkanlarını kapatarak, göçmenlerin toplumsal hayattaki önemini vurgulamayı hedeflediler. Home sahipleri, dükkanlarının kapalı olmasının göçmenler olmadan nasıl bir hayatın sürdürülemeyeceğini göstermek istediler. “Göçmenler olmadan hayatımız nasıl olurdu?” sorusuyla, göçmen çalışma gücünün ekonomik yaşam üzerindeki etkilerini gözler önüne serdiler.
Restoranlar, kafeler ve marketler gibi birçok işletme, günlük yaşamda göçmen emeğinin vazgeçilmez olduğunu vurgulamak için bu etkinliklere katıldılar. İşletme sahipleri, göçmenlerin toplum üzerindeki olumlu etkilerini ve onların yaptığı katkıları bireyler ve topluluklar bazında anlatmaya çalıştılar.
Bu bağlamda, “Göçmenler Olmadan Bir Gün” etkinlikleri sadece bir protesto biçimi değil, aynı zamanda göçmenlerin ekonomik ve sosyal hayatta ne denli büyük bir rol oynadığını sergileme çabasıydı. Böylece, Trump’ın sert politikalarına karşı bir dayanışma mesajı verdiler.
Sonuç olarak, Donald Trump’ın göçmen karşıtı politikaları, sadece göçmen topluluklarını etkilemekle kalmadı, aynı zamanda bu politikaların yürütüldüğü şehirlerde yaşayan insanların yaşam standartlarını ve ekonomik dinamiklerini de etkiledi. New York gibi birçok şehir, bu duruma karşı koyma çabaları içerisinde bulunarak hem göçmen iş gücünü savunma hem de toplumsal entegrasyonu destekleme yolunda adımlar attı.
Yazıyı kaleme alan: Sema Kızılarslan
Editor