Ege adalarında, özellikle de Santorini’de, artan sismik hareketlilik dikkat çekiyor. Atina Jeodinamik Enstitüsü tarafından sağlanan verilere göre, bölgede 24 Ocak 2025’ten bu yana 380’in üzerinde minik deprem meydana geldi. Bu durum, uzmanları ve hükümeti harekete geçirmeye zorladı. Alınan bu önlemlerle, olası büyük bir depremin etkilerini minimize etmek amacıyla çeşitli tedbirler masaya yatırıldı.
Başbakan Kiriakos Miçotakis liderliğinde gerçekleştirilen bir toplantıda, sismik hareketlilik ve bu durumun yaratabileceği risklere karşı hangi önlemlerin alınabileceği üzerine detaylı bir tartışma yapıldı. Toplantıya hükümet yetkilileri ve uzmanlar katıldı. İklim Krizi ve Sivil Koruma Bakanı Vasilis Kikilyas, toplantı sonrası yaptığı basın açıklamasında, bugüne kadar alınan kararların önlem niteliği taşıdığını belirterek, vatandaşların bu kararlara ve koyulan yasaklara uymalarını istedi.
Ege bölgesindeki Amargos Adası Belediyesi de, 3 Şubat 2025 tarihi itibarıyla adadaki kreş ve ilk ile orta dereceli okullarda eğitime bir gün ara verildiğini açıkladı. Bu kararın yanı sıra, adada tüm kültürel etkinliklerin iptal edilmesi gerektiği ifade edildi ve bölge halkından kapalı alanlarda toplanmaktan kaçınmaları talep edildi. Bu sayede, olası bir büyük depremin yarattığı kaygıların azaltılması amaçlandı.
Yunan basınında yer alan haberlere göre, Santorini adasında da benzer önlemler alındı. Belediye, eğitim faaliyetlerine bir gün ara verilmesi ve çeşitli etkinliklerin iptali gibi tedbirler alırken, arama kurtarma ekipleri, arama kurtarma köpeği ve insansız hava araçları gibi destek unsurlarının adaya sevk edilmesi yönünde hazırlıklar yapıldı. Adada arama kurtarma ekipleri için çadırlar kuruldu ve olası bir deprem anında yapılar üzerinde zarar oluşmasına engel olmak adına havuzların boşaltılması gibi önlemler alındı.
Bu tür önlemler, hem bölgedeki insanların güvenliğini sağlamak hem de sismik hareketliliğin oluşturabileceği olumsuz etkileri en aza indirmek adına kritik bir öneme sahip. Yunan hükümeti, vatandaşların sismik aktivite hakkında bilinçli olmasını ve gerekli önlemleri almasını sağlamak için çeşitli bilgilendirme kampanyaları yürütmekte. Adalar ve kıyı bölgeleri, doğal afet riski açısından hassas bir konumda olduğu için, bu tür tedbirlerin alınması oldukça önemli görülüyor.
Sonuç olarak, Ege adalarındaki artan sismik hareketlilik nedeniyle Yunan hükümeti ve yerel yönetimler, olası bir felakete karşı hazırlıklarını artırmakta ve halkı güvenli hale getirmek amacıyla çeşitli tedbirler almaktadır. Bu süreçte, iletişim ve koordinasyonun sağlanması büyük önem taşımaktadır. Herkesin bu durum hakkında dikkatli olması ve alınan önlemlere tam olarak uyması gerekmektedir.