Amerikan Intercept haber platformunda yayınlanan ve Marco Rubio’nun kurum içindeki yazılı talimatlarına dayanarak hazırlanan haber, geniş bir yankı uyandırdı. Bu habere göre, ABD Dışişleri Bakanlığı, pasaportlarda önemli bir değişiklik yapacak.
Dışişleri Bakanlığı, ABD Başkanı Donald Trump tarafından imzalanan bir başkanlık kararnamesine atıfta bulunarak, “Amerika’nın resmi politikasına göre sadece kadın ve erkek şeklinde iki cinsiyetin olduğu” ifadesi doğrultusunda hareket ediyor. Bu yeni düzenlemeyle birlikte mevcut pasaportlar, bu kararnamede belirtilen cinsiyet tanımlarıyla uygun hale getirilecek.
Rubio’nun güncel talimatına göre, Dışişleri Bakanlığı, daha önce pasaportlarda yer alan “X” seçeneğini kaldırarak, yalnızca “kadın” ve “erkek” seçeneklerine odaklanacak. Bu durum, Dışişleri Bakanı’nın resmi politikasının cinsiyetin değişebilir olmadığını bildirmesiyle ilişkilendiriliyor. Rubio, ilgili talimatında “ABD’nin resmi politikası, cinsiyetin değişebilir olmadığıdır.” ifadesini kullanarak, cinsiyet tanımının katı bir çerçeve içerisinde kalması gerektiğinin altını çizdi.
ABD’nin 47. Başkanı olan Donald Trump, yemin törenindeki hitabında, “Bundan böyle Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin resmi politikası, kadın ve erkek olmak üzere sadece iki cinsiyetin var olduğudur.” demişti. Bu açıklamalar, Trump’ın hükümetinin cinsiyet konusundaki tutumunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Trump, göreve başlamasının hemen ardından, sadece “kadın” ve “erkek” cinsiyetlerinin tanınacağını belirten bir başkanlık kararnamesi imzaladı. Bu karar, özellikle cinsiyet kimliği ve cinsiyet çeşitliliği konularında tartışmalara neden oldu.
Bu gelişmeler, cinsiyetle ilgili hakların tanınması ve korunması konusundaki politikaların yeniden şekillenmesine yol açmakta. İlgili değişikler, bir yandan belirli grupların cinsiyet kimliği ile ilgili taleplerini bir kenara iterken, diğer yandan pasaport gibi önemli belgelerde cinsiyetin daha katı bir şekilde tanımlanmasını sağlamayı hedefliyor. Ayrıca, bu tür değişikliklerin toplumsal etkileri de dikkate alındığında, birçok insan hakları savunucusu bu durumu eleştiriyor.
Sonuç olarak, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bu yeni uygulamaları, cinsiyet konusundaki politika değişikliklerinin ardında yatan daha geniş bir tartışmanın parçası olarak görülüyor. Cinsiyet kimliği ve hakları üzerine yapılacak olan tartışmalar, hem siyasal hem de sosyal anlamda önemli sonuçlar doğurabilir. Cinsiyetin yalnızca erkek ve kadın olarak tanımlanması, toplumda var olan cinsiyet çeşitliliğine karşı bir adım olarak algılanabilecek bireyler ve gruplar için büyük bir kaygı kaynağı olabilir.