Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus, son günlerde dikkat çeken bir hareketle Gazze’de bulunan Hristiyan topluluğuyla bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir. Bu görüşme, günümüzün en önemli olayları arasında sayılabilecek şekilde, özellikle Gazze’de yaşananların derin bir insani boyutunu vurgulamaktadır.
Vatikan’ın resmi haber platformu VaticanNews’te yer alan bilgilere göre, 2023 yılının son çeyreğinde, İsrail’in Gazze’ye yönelik bombardımanlarının başlamasıyla birlikte Papa Franciscus, her akşam saat 19.00’da Gazze’deki Hristiyanlarla düzenli olarak görüntülü görüşmeler yapmaktadır. Bu süre zarfında, Papa’nın bu tür görüşmeleri sürdürebilmesi, Hristiyan cemaatinin ruhsal ve psikolojik durumunu anlaması açısından büyük önem taşımaktadır.
“SELAMÜNALEYKÜM”
Son gerçekleştirilen görüşme, Kutsal Aile Kilisesi’nin Rahibi Gabriele Romanelli ve yardımcısı Rahip Yusuf Asad ile olduğunu açıklanmaktadır. Bu görüşme sırasında Papa, cemaatin durumu ve günlük yaşamları hakkında sorular sormuş, özellikle ne yediklerine dair bilgi almak istemiştir. Görüşmeye Arapça “Selamünaleyküm” diyerek başlayan Papa, “Sizin için dua ediyorum.” ifadesiyle destek mesajını iletmiştir. Bu sözler, Gazze’deki Hristiyan topluluğunun yaşadığı zorluklar karşısında Papa’nın gösterdiği manevi destek olarak önemli bir değer taşımaktadır.
Rahip Yusuf Asad, Papa’nın bu nazik araması ve duaları için teşekkür ederken “Şükran” diyerek duygularını ifade etmiştir. Papa ise bu sevgi dolu cevabı “Şükran” diyerek tekrar etmiştir. Bu karşılıklı teşekkür, iki taraf arasındaki güçlü bir bağın ve destek iletişiminin varlığını göstermektedir.
Papa Franciscus, daha önceki birçok vesileyle Gazze’deki Hristiyan topluluğuyla iletişimde bulunduğunu ve oradaki duruma dair doğrudan bilgiler aldığını dile getirmiştir. Özellikle savaş ve çatışma ortamlarında Hristiyanların yaşadığı zor şartlar, Papa’nın bu şekilde iletişim kurmasının önemini daha da artırmaktadır. Bu görüşmeler, sadece dini bir liderin topluluğuna olan bağlılığını değil, aynı zamanda uluslararası toplumda yaşanan insani krizlere karşı duyarlılığını da yansıtmaktadır.
Sonuç olarak, Papa Franciscus’un Gazze’deki Hristiyan topluluğuyla kurduğu bu düzenli iletişim, dini bir lider olarak gösterdiği özveri ve destekle önemli bir örnek teşkil etmektedir. Hristiyanların bulunduğu bölgelerde barış ve istikrarın sağlanması için attığı bu adımlar, sadece dini bir sorumluluk değil, aynı zamanda insani bir görev olarak da değerlendirilmektedir. Papa’nın bu programı, hem Gazze’deki topluluğun ruhsal dayanıklılığını artırmak hem de uluslararası kamuoyunun dikkatini bu kritik duruma çekmek için önemli bir araç niteliği taşımaktadır.