ABD Başkanı Donald Trump, Oval Ofis’te gerçekleştirilen bir imza töreninde, basın mensuplarına çeşitli konularda açıklamalarda bulundu. Bu tören sırasında birçok başkanlık kararnamesine imza atan Trump, basındaki gazetecilere gündeme dair kısa ve öz bilgiler verdi.
Trump, basın toplantısında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın zamanda bir görüşme yapmayı planladıklarını belirtti. Ancak bu görüşmenin ne zaman gerçekleşeceği konusunda net bir tarih vermedi. Ayrıca, Trump, Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi konusundaki arzularını dile getirerek, bu savaşın sona erdirilmesi için bir anlaşma yapılmasının şart olduğuna vurgu yaptı.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin de bu konuda istekli olduğunu ifade eden Trump, “Putin’in anlaşma yapmaması durumu, Rusya’yı mahvediyor. Bence Rusya’nın başı ciddi bir belaya girecek. Ekonomilerine ve enflasyona bir göz atın. Umarım bir anlaşma yapmak ister,” şeklinde açıklamalar yaptı.
Daha sonra Trump, Danimarka’ya bağlı özerk bölge Grönland hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Grönland’ın uluslararası güvenlik için oldukça önemli olduğunu ifade eden Trump, bu bölgenin kontrolünün ABD için şart olduğunu savundu. Trump, 23 Aralık 2024 tarihinde Truth Social hesabından yapılan bir paylaşımda, Grönland’ın ABD’nin kontrolünde olması gerektiğini belirterek, Ada’nın mülkiyeti ve kontrolüne sahip olmanın “mutlak bir zorunluluk” olduğunu vurgulamıştı.
Trump’ın Grönland ile ilgili bu açıklamaları, Grönland yetkilileri başta olmak üzere birçok kesim tarafından tepkiyle karşılandı. Bu durum, uluslararası ilişkilerde ve özellikle ABD’nin Danimarka ile olan ilişkilerinde gerginlik yaratabilecek bir konu olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, Trump’ın Oval Ofis’teki bu açıklamaları, hem Rusya-Ukrayna savaşının geleceği hem de Grönland konusundaki tartışmalar açısından önem taşıyor. Trump’ın yaklaşımı, hem uluslararası güvenlik meselelerinde ABD’nin rolünü belirlemek hem de diplomatik ilişkilerin seyrini etkilemek açısından dikkat çekici bir nokta oluşturuyor. Öte yandan, bu söylemler, Trump’ın siyasi stratejilerine yönelik bir gösterge olarak da yorumlanabilir.