Hamas ve İsrail arasındaki esir takası, iki taraf arasında bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor. Bu bağlamda, 3 İsrailli kadın karşılığında 90 Filistinli çocuk ve kadının serbest bırakılması, işgal altındaki Batı Şeria’daki Ofer Askeri Cezaevi’nden gerçekleştirilmiş durumda. Takas, pazarı pazartesiye bağlayan gece gerçekleşti ve bu olay, bölgedeki gerginliğin hala devam ettiğini gösteriyor.
Serbest bırakılan İsrailli esirlerin teslim alındığı sırada Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın teçhizatlarıyla görünmesi dikkat çekti. Bu, Hamas’ın askeri varlığını ve etkisini bir kez daha hatırlatırken, bölgedeki güç dinamiklerini de sorgulatıyor.
Yedioth Ahronoth gazetesinin analistlerinden Avi Issacharoff, bu durum hakkında “15 ay süren savaşın ardından bile Hamas’ın hala yerini koruduğunu” belirtiyor. Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümetin, Hamas’ı ortadan kaldıracağına dair açıklamalarına rağmen, Hamas’ın hem askeri hem de siyasi açıdan güçlü bir konumda kaldığını ifade ediyor. Issacharoff’a göre, bazı güvenlik görevlilerinin bu savaşın sonuçsuz kalacağı yönündeki uyarılarına rağmen, Netanyahu ve bakanları alternatif çözümler üzerine tartışmaları reddetti. Bu durum, savaşın en büyük başarısızlıklarından biri olarak değerlendiriliyor.
Issacharoff, 7 Ekim 2023’teki istihbarat başarısızlığının yanı sıra hükümetin savaş sonrası yapacakları konusunda gösterdiği “kasıtlı ve suç niteliğindeki ihmalin” daha büyük bir siyasi başarısızlık olduğunu kaydediyor. Saldırılar sonrası bölgede Hamas’ın otoritesinin devam ettiğini, tünel inşasının devam ettiğini ve daha fazla kişinin askere alındığını ortaya koyarak, savaşın sonuçlarının daha da derinleşeceğini öngörüyor.
İsrail Savunma ve Güvenlik Forumu Başkanı Amir Avivi, Hamas’ın askeri yapısını yok etme çabalarının yeterli olmadığını vurguluyor. Akşam konuşmasında, İsrail’in Hamas’ı askeri olarak zayıflattığını kabul etse de, bölge halkının gözünde Hamas’ın hala egemen bir otorite olarak algılandığını öne sürdü. Bu durum, İsrail’in askeri operasyonlarının siyasi sonuçlar doğurmasını engellediğini göstermiş oluyor.
Amos Harel, Haaretz gazetesinde yaptığı değerlendirmede, Gazze’de Hamas’ın askeri gücünün yeniden belirmesinin, bölgedeki güç dengesizliklerini nasıl etkilediğini inceliyor. Harel, Netanyahu’nun, gelecekte ateşkese dönmek ve yeni saldırılara başlamanın tersine daha diplomatik bir süreç izlemek zorunda olduğunu ifade ediyor. Aynı zamanda, ABD Başkanı Donald Trump’ın durumu nasıl yönlendireceği üzerinde de duruyor ve onun kararlarının, İsrail’in geleceğini etkileyeceğini vurguluyor.
Hamas ile İsrail arasında yapılan ateşkes ve esir takası anlaşması, Katar’ın arabuluculuğuyla gerçekleşti. 15 Ocak’ta duyurulan bu anlaşma, 19 Ocak Pazar günü yürürlüğe girdi. Yapılan bu anlaşma gereği ilk aşamada, 3 İsrailli esir ve 1900’den fazla Filistinli esirin serbest bırakılması hedefleniyor. Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu süreçte 3 İsrailli kadını Kızılhaç ekibine teslim etti.
İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinde başlattığı saldırılarda, 46 bin 913 kişinin hayatını kaybetmesi ve 110 bin 750 kişinin yaralanması, bölgedeki durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Tüm bu gelişmeler