İngiltere’de, kamuya açılan gizliliği kaldırılmış MI5 dosyaları, bir Rus ajanının 10 yıl boyunca Kraliçe Elizabeth ve ailesinin yanında nasıl yaşadığını ortaya koyuyor. Bu belgelerde, 1964 yılında Kraliçe’nin tablolarını araştıran Sir Anthony Blunt’un Sovyet ajanı olduğu gerçeğini itiraf etmesi dikkat çekiyor.
Blunt, genç yaşlarda Cambridge Üniversitesi’nde eğitim alırken Sovietler tarafından ajan olarak görevlendirilen isimlerden biri oldu. Kraliçe’nin sanat danışmanı olarak görev yapmasına rağmen, 20. yüzyılın en ünlü casus şebekelerinden biri olan Cambridge Beşlisi’ne üyelik yapmıştı. Cambridge Beşlisi, 2. Dünya Savaşı sonrasında ve 1950’lerin ortalarına kadar, İngiltere’deki çeşitli istihbarat bilgilerini Sovyetler Birliği’ne aktaran casuslardan oluşuyordu.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Blunt, KGB yöneticilerine büyük miktarda gizli bilgi sızdırmış ve bu durum devletin üst kademelerinde büyük yankılar uyandırmıştı. Hükümet ise, Blunt’ın ajandası ve gerçeklerin sızma olasılığı nedeniyle onu görevden almamakta ısrar etti. Kraliçe’nin bu konu hakkında bilgisi, Blunt’un kanserle mücadelesi ettiği dönemlerde alındı ve 1973 yılında gerçeği öğrenmesi yönünde karar verildi. Kraliçe, kendisine ifşa edilen bu tür bir ihanet karşısında “sakin ve şaşırmadan” tepki verdi.
Şubat 1973 tarihinde Başbakan Edward Heath, Kraliçe’nin özel sekreteri Sir Martin Charteris’e durumu açıklama talimatı verdi. Dosyaya göre, Kraliçe’nin Blunt hakkında her zaman bir şüphesi olduğu öne sürülüyor. Kraliçe’nin bu konudaki duyumları ve hükümetin onunla ilgili endişeleri, devletin gizli sırlarını koruma çabaları sırasında önemli bir etki yarattı.
Bu MI5 belgeleri, “MI5: Resmi Sırlar” isimli serginin öncesinde yayımlandı; bu sergi, iç güvenlik servisi çalışmalarına kapsamlı bir bakış sunarak önemli casusluk olaylarını aydınlatacak. Dosyalar, tarihçiler ve kamuoyuna sunulacak gerçek, resmi kayıtlar içerecek olup, ünlü casusluk vakalarına dair zengin bilgiler sunmayı amaçlıyor.
Anthony Blunt, Kraliyet Ailesi’nin sanat tarihçisi olarak görev yapmadan önce, 1930’larda İngiltere’de Sovyetler tarafından işe alınmış bir ajan olarak biliniyor. 1964 yılında çift taraflı bir ajan olduğunu itiraf etmesi ve 1979 yılında Margaret Thatcher’ın dönemi itibariyle kamuoyuna açıklanması, İngiltere’de istihbarat tarihine damgasını vurdu. Blunt’un durumu, ayrıca hükümetin kriz yönetimi ve kamu güvenliği konularındaki hassasiyetini gözler önüne seriyor.