Suriye’de son zamanlarda yaşanan tarihe geçecek olaylarla birlikte muhalif güçler, 61 yıllık Baas rejimini devirmeyi başardı. Bu süreç içerisinde Suriye’nin başkenti Şam’da da kontrol muhaliflerin eline geçti. Rejim lideri Beşar Esad, ailesiyle birlikte bu durumu fırsat bilerek Rusya’ya sığınmayı tercih etti. Bu olay, Suriye halkı arasında büyük bir sevinçle karşılandı. Esad rejiminin düşmesi, birçok terör örgütü için de sonun başlangıcı olarak görülüyor.
Türkiye ise bölgede terör örgütü YPG/PKK’nın tamamen ortadan kaldırılması adına kararlı bir tutum sergilemeye devam ediyor. Ancak Suriye’nin geçici hükümeti tarafından bölgede yaşayan Kürt halkının haklarının korunması gerektiği de gündeme geliyor. Türkiye, yalnızca terörle değil, terör örgütlerinin Kürtlerle olan ilişkiyi olumsuz etkileyip etkilemediğine de dikkat çekiyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin yetkilileri “terörle masaya oturulmaz” diyerek, bu grupların Kürt halkı üzerindeki etkilerini sınırlamak istiyor.
Türkiye, sınır güvenliği ve ulusal bütünlüğünü koruma adına attığı adımlara sürekli olarak yenilerini eklemeye devam ediyor. Bu bağlamda, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un açıklamaları dikkat çekici oldu. Lavrov, Suriye’deki Kürt varlığına yönelik önemli mesajlar verdi. Türkiye’nin Suriye’de ‘sözde bir Kürt devleti’ kurulmasına izin vermeyeceğini ifade etti ve bunu Suriye Kürtlerine ilettiklerini belirtti. Ayrıca, Türkiye ve Irak’ın bölgede bir Kürt devleti kurulmasına yönelik engellerinin olduğunu ve bu durumun bölgenin parçalanmasına neden olabileceğini vurguladı.
Son günlerde yaşanan olaylar, terör örgütü PKK/YPG’nin 3 Ocak 2025 itibarıyla İran ve Irak’taki destekçileri üzerinden Suriye’ye 1300 erkek ve kadından oluşan bir grubu soktuğunu ortaya koydu. Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, PKK/YPG, Türkiye’nin beklenen askeri harekatına karşı Ayn el-Arab’daki varlığını güçlendirmek için yandaşlarını Suriye’nin Haseke il merkezi ve Kamışlı ilçesine taşımaktadır.
Bu grupların toplandığı yerlerde daha sonra Rakka ve Deyrizor’daki silahlı eğitim kamplarına gönderildiği bildirilmektedir. Suriye topraklarının üçte birinin kontrolünü elinde bulunduran PKK/YPG, Irak’ın kuzeyinden Suriye’nin kuzeydoğusuna uzanan bir lojistik hat kurulmuş durumda ve bu hat, terörist unsurların kolayca geçişini sağlamaktadır. Bu durum, Türkiye’nin ve bölgedeki diğer güçlerin tepkisini çeken bir mesele olmaya devam ediyor.
Kısacası, Suriye’deki muhaliflerin Baas rejimini devirmesi, bölgede dengeleri değiştirmiş, Türkiye’nin güvenlik politikalarını da yeniden şekillendirmesine neden olmuştur. Türkiye’nin bu konudaki kararlı tutumu, sadece kendi ulusal güvenliği için değil, aynı zamanda bölgesel istikrar adına da kritik bir öneme sahip olmaktadır. Gelişmelerin nasıl şekilleneceği ise uluslararası ilişkilerin nasıl ilerleyeceğine de bağlı olacaktır.