Gürcistan hükümetinin Avrupa Birliği’ne katılım müzakerelerinin başlatılması sürecini 2028 yılına kadar askıya alması kararının ardından, 28 Kasım 2024’te başlayan gösteriler devam ediyor. Bu protestolar, Tiflis ve Batum kentlerinde yoğun bir şekilde gerçekleştiriliyor. Göstericiler, parlamento seçimlerinin yeniden yapılmasını talep ederken, tutuklanan protestocuların da serbest bırakılmasını istiyorlar.
Eylemciler arasında, tutuklu göstericilerin aileleri de yer alıyor. Tiflis’te bir restoranda toplanan hakimlere yönelik yapılan eylemde, göstericiler tepkilerini dile getirerek, hakimlerin hükümete hizmet ettiğini öne sürdüler. Gazetelerde çıkan haberlere göre, eylemciler ve tutukluların yakınları, bu durum karşısında öfkelerini ifade etmek için hakimlere yumurta attı.
HAKİMLERE YUMURTA FIRLATTILAR
Tepkilerin artması üzerine, restorandan çıkmakta olan bazı hakimlere yönelik yapılan saldırı sonucunda, olay yerine polis ekipleri çağrıldı. Polis, hakimlerin güvenli bir şekilde binadan çıkmalarını sağlamak için çeşitli güvenlik önlemleri aldı. Gösterilerin sürdüğü esnada, bazı hakimler ise iş yerlerinde kalmaya devam etti. Bununla birlikte, protestolar sırasında bazı göstericilerin gözaltına alındığı bilgisi de verildi.
GÖZALTINA ALINDILAR
Gürcistan’da devam eden bu gösterilerin temelinde, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, eski Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili ve muhalefetin, iktidardaki Gürcü Hayali Partisi’nin kazandığı parlamento seçimlerini kabul etmemesi yatıyor. Özellikle, hükümetin Avrupa Birliği’ne katılım müzakerelerini askıya alması, geniş bir tepkiye yol açtı.
Hükümet kanadı ise, Başbakan İrakli Kobakhidze önderliğindeki yönetimin, Batı’nın desteklediği belirli güçler ile eski Cumhurbaşkanı Zurabişvili ve muhalefeti, “sokak eylemleri” düzenleyerek hükümeti devirmeye çalışmakla suçladığı bildirildi. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa ülkelerinin, Gürcistan hükümetinin yetkililerine karşı yaptırımlar uyguladığı da haberlere yansıdı.
Sonuç olarak, Gürcistan’daki bu protestolar, sadece iç politikanın değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin de etkilediği karmaşık bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Göstericilerin talepleri, hükümetin gidişatına karşı duyulan rahatsızlıkla şekilleniyor ve bu durum, ülkenin siyasi geleceği açısından önemli bir dönüm noktası oluşturuyor.