Suriye’de geçtiğimiz haftalarda meydana gelen çarpıcı gelişmeler, muhaliflerin başkent Şam’ı ele geçirmesiyle birlikte 61 yıllık Baas rejiminin son bulmasıyla sonuçlandı. Devrilen rejimin lideri Beşar Esad, Rusya’ya sığınmak zorunda kaldı. Bu devrimci değişimin ardında, daha önce gözlemlenemeyen bazı sarsıcı gerçekler gün yüzüne çıkmaya başladı.
Son dönemlerde özellikle ABD’nin uyguladığı ambargolara rağmen İran’ın demir ve çelik ihracatındaki artış dikkat çekiyor. 2024 yılının ilk altı ayında İran’ın çelik ihracatının 5 bin 897 ton olarak kaydedildiği belirtiliyor. Bu durum, uzmanlar tarafından dikkatlice değerlendiriliyor.
İddiaya göre, Suriye’deki devrilen Esad rejimi nedeniyle, Irak’taki PKK kontrolündeki bölgeler üzerinden İran’a hurdalar geçiş yapıyor. Bu hurdaların, İran tarafından işlenerek demir ve çelik haline getirildikten sonra usulsüz yollarla başka ülkelere satıldığı ifade ediliyor. Bu süreç, özellikle Suriye’deki yıkılmış konutların geri dönüşümüne dayanan bir sistemle destekleniyor.
Sektör temsilcileri, İran’dan gelen demir ve çelik ürünlerinin Türkiye’ye girmediğini ama yine de inşaat firmalarının bu malzemeleri test etmeleri gerektiğini vurguluyor. Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, ambargo altında olan bir ülkeden bu kadar yüksek miktarda demir ihracatının gerçekleşmesinin mümkün olmadığını dile getiriyor.
Karslıoğlu, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: “Uzun süredir İran’a uygulanan ambargoda bu tür hırsızlıkları zaten beklemekteydik. Esad’ın askerleri ve PKK/PYD unsurları buradaki hurda demirleri kendi koridorlarından İran’a sattığı aşikardır.” Diyerek, ambargonun kaçakçılık faaliyetlerine neden olduğunu belirtti.
Karslıoğlu, İran’dan gelen bu ürünlerin Türkiye’de dikkatlice test edilmesi gerektiğini ifade ederek, “Bu hurda demirler işleniyor ve inşaat demiri, profil ve köşebent haline getiriliyor. Ancak bu ürünlerin standart kalitede olmadığı anlaşılmaktadır.” dedi. Ayrıca, Türkiye’den İran’a bu ürünlerin gelmediğini fakat yine de dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi.
Bu bağlamda, devletin sıkı denetim yapması gerektiğini savunan Karslıoğlu, sınır güvenliklerinin artırılarak ürünlerin giriş ve çıkışlarının kontrol edilmesi gerektiğinin önemine dikkat çekti. Amacın, kalitesiz ve standart dışı ürünlerin iç piyasaya girmesini engellemek olduğunu belirtti.
Sonuç olarak, ambargo altında olan bir ülkeden yüksek miktarda ihracat yapılması, hem gözlemciler hem de sektördeki profesyoneller tarafından sorgulanmakta. İran’ın bu yolla elde ettiği ihracat gelirleri, bölgedeki dengeleri sarsma potansiyeline sahip görünüyor. Türkiye’nin bu duruma karşı hangi önlemleri alacağı ise merak konusu olmaya devam ediyor.