Yemen’deki İran destekli Husilerin, İsrail’e yönelik düzenlediği bir misilleme saldırısı daha gerçekleşti. Bu saldırı, bölgedeki gerilimin ne denli arttığını gözler önüne seriyor ve olaylar silsilesinin ardındaki dinamikleri anlamak açısından önem taşıyor.
BİR HAFTADA BEŞİNCİ SALDIRI
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından yapılan resmi açıklamalara göre, Husilerin fırlattığı bir füze nedeniyle İsrail genelinde sirenler çalmaya başladı. Bu durum, çok sayıda İsraillinin sığınaklara yönelmesine yol açtı; yani halk arasında bir panik ve endişe ortamı oluştu. Önemle belirtilen bir durum ise, füzelerin İsrail hava sahasına girmeden önce etkisiz hale getirildiği bilgisidir. Son gerçekleştirilen bu saldırı, Husilerin bir hafta içinde İsrail’e yönelik düzenlediği toplamda 5’inci füze saldırısı olarak kayıtlara geçti.
DÜN DE FÜZE SALDIRISI YAŞANMIŞTI
IDF, daha önceki gün, yani dün de Huşilerin fırlattığı bir füze nedeniyle ülkenin orta ve güney kesimlerinde sirenlerin çaldığını bildirmişti. Bu füze de başarılı bir şekilde etkisiz hale getirildi. Böylece, iki gün üst üste gerçekleşen bu olaylar, Husilerin saldırgan tutumunu sürdürdüğünü ve onların füzelerini durdurmaya yönelik çabaların devam ettiğini gösteriyor.
Geçtiğimiz cumartesi günü ise daha ciddi bir olay meydana gelmişti. Yemen’den fırlatılan bir balistik füze, İsrail’in Tel Aviv şehrine düşmüş ve bu durum sonucunda 18 kişi yaralanmıştı. IDF, bu füze saldırısına karşı alınan önlemlerin yetersiz kaldığını ve füzeyi durdurma çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığını bildirmişti. Bu da, bölgedeki.askeri ve siyasi dengelerin ne denli hassas olduğunu bir kez daha vurgulamaktadır.
Husilerin gerçekleştirdiği bu saldırıların her biri, yalnızca askeri bir müdahale değil, aynı zamanda bölgedeki politik dinamikler üzerinde de derin etkiler bırakabilir. Saldırılar, İsrail’in güvenlik önlemlerini arttırmasına ve uluslararası diplomasiyi yeniden şekillendirmeye zorlayabilir.
Sonuç itibariyle, Yemen’deki çatışma bölgesinin, uluslararası toplumun dikkatini çekmeye devam ettiği bu dönemde, Husilerin yürüttüğü füzeli saldırı politikası, genel güvenlik sorunlarını daha da karmaşık hale getirəcəyini gösteriyor. Hem bölgesel hem de uluslararası aktörlerin, bu tür olaylara ne tür yanıtlar vereceği ise merak konusudur.
Husilerin saldırgan tutumları, İsrail için bir tehdit oluştururken, bu durum karşısında alınacak önlemler ve olası tepkiler, önümüzdeki süreçte merakla beklenen gelişmeler arasında yer alacak. Hem askeri çevreler hem de siyasiler, olayların gelişmelerini dikkatle izlemekte ve gerekli adımları atmak için stratejiler geliştirmektedirler.