Suriye’nin iç savaş sonrası yaşadığı dönüşüm, muhaliflerin zaferiyle yeni bir aşamaya geçiyor. Beşar Esad yönetiminin zulmünden kurtulan bölgelerde, kanlı rejimin izleri temizleniyor. Bu süreçte, Esad rejiminin uyguladığı insanlık dışı eziyetlerin ve barbarlıkların belgeleri de ortaya çıkmaya başladı. Savaşın ilk yıllarından bu yana, özellikle İdlib kentindeki Maarat el-Numan ilçesi, rejime karşı verilen mücadelede önemli bir merkez haline gelmişti ve şimdi bu bölgedeki büyük yıkım havadan görüntülendi.
Maarat el-Numan, Suriye’deki iç savaşın en ağır sonuçlarını yaşayan bölgelerden biri. Burada, muhaliflerle rejim güçleri arasında yaşanan çatışmaların ardından, camilerin dahi bombalanması ve yerleşim yerlerinin büyük ölçüde tahrip olması durumu dikkat çekiyor. Rapora göre, yerel halkın yaşam alanları da ciddi şekilde zarar gördü. İlçede, rejimin geride bıraktığı tanklar, bazı tamirciler tarafından tabela olarak kullanılmakta; bu durum bile savaşın bıraktığı izlerin boyutunu gözler önüne seriyor.
DEMİRLERİ SÖKÜP SATMAK
Çatışmalar sırasında tahrip olan binaların demirlerinin, Esad askerleri tarafından sökülerek satıldığı öğrenildi. İlçede yaşayan İbrahim Al Mahmud, yaşananları şu şekilde aktarıyor: “Esad bizlere çok zulüm etti. Askerler, buralar bombalanınca ellerinde balyozlarla gelip demirleri söktü, pencereleri söktü. Demirleri hep sattılar. İnsanlar buraya dönecek ama bu inşaatı nasıl yapacaklar bilmiyoruz. Allah’a şükür Esad şimdi gitti, mutluyuz.” Bu açıklamalar, bölgedeki yıkımın yalnızca fiziksel olmadığını; aynı zamanda sosyal ve ekonomik açıdan da derin yaralar açtığını gözler önüne seriyor.
Maarat el-Numan’da yaşayan halk, yeniden inşa süreci hakkında endişelerini dile getirirken, Esad rejiminin sona ermesinin getirdiği huzur ise dikkat çekiyor. İbrahim Al Mahmud gibi birçok kişi, yaşanan zulmü ve kayıpları geride bırakarak, geleceğe dair umut beslemekte. Ancak bölgede yaşanan maddi kayıplar ve yıkıma bağlı olarak, yerel halkın hayatını yeniden inşa etmesi oldukça zor gözüküyor.
Esad rejimi döneminde yaşanan insanlık dramının unutulmaması gerektiği, bölgedeki insanlarla dayanışmanın önemine de dikkat çekiliyor. 13 yıl süren iç savaş ve bunun yarattığı travmalar, Suriye halkının hafızasında yer edecek. Buna rağmen, muhaliflerin elde ettiği zaferle birlikte, bu bölgelerde insanlık onuruna yaraşır bir yaşam alanı oluşturma çabaları devam edecek. Sonuç olarak, Suriye’nin geleceği, yerel halkın kararlılığı ve uluslararası destekle belirlenecektir.