İran’ın başkenti Tahran’da, kadınlara yönelik cinsel saldırı suçlamalarıyla yargılanan bir kişinin idam cezası infaz edildi. Bu olay, 2018 yılında kadınların yaptığı şikayetler sonrası başlatılan bir soruşturmanın sonucunda yaşandı. İddialara göre, Rastgui Kandelec isimli şahıs, çeşitli bölgelerde motosikletle dolaşarak, yüzünü maske ile kapatarak kadınlara yönelik saldırılarda bulunmuş ve toplamda 59 kadını yaralamıştır.
Kandelec, sivri bir alet ile kadınlara saldırarak büyük bir korku yaymayı başardı. Yaraladığı kadınların sayısının çokluğu ve suistimal edilen kadınların durumu, sosyal medya ve kamuoyu tarafından geniş bir yankı buldu. Bu süreçte, Kandelec’in saldırılarından sonra hızla olay yerinden kaçtığı da tespit edildi. Bu tür ciddi suçlar, toplumda derin bir infiale yol açtı ve kadınları hedef alan bu suçların ciddiyeti, İran kamuoyunda gündem oldu.
59 KADINI YARALADI
Rastgui Kandelec, 59 kadına karşı işlediği bu ağır suçlar dolayısıyla tutuklandı. Kadınları yaralayıp korku yaymak suçlamasıyla, yargılandığı davada ‘yeryüzünde fesat çıkartmak’ suçundan idama mahkum edildi. İdam cezasının yanı sıra, bu tür suçların önlenmesi ve cezalardaki sertleşme talepleri de kamuoyunda yankı buldu.
Kandelec, yargılama sürecinin ardından verilen idam cezasını temyiz etme kararı aldı ve yeniden yargılanma talebinde bulundu. Ancak İran Yüksek Mahkemesi, bu talebi reddetti ve mahkemenin verdiği cezanın onanmasına karar verdi. Bu durum, adalet sisteminin etkinliğini sorgulayan tartışmalara neden oldu.
İDAM EDİLDİ
Son olarak, 2024 yılının Aralık ayında İran Yargı Erki’ne bağlı Mizan Haber Ajansı aracılığıyla, Rastgui Kandelec’in sabah saatlerinde idam edildiği duyuruldu. Bu infaz, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi adına atılan adımlarda bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir. İdam cezasının uygulanması, aynı zamanda toplumda bu tür suçlara karşı duyarlılığın arttığını gösteriyor.
Kandelec’in idam edilmesi, Tahran ve ülke genelinde bir dizi tartışmayı da beraberinde getirdi. Saldırıların ardından pek çok kadın, benzer olayların yaşanmasını önlemek için daha fazla güvenlik tedbiri alınmasını talep etti. Bu durum, İran’daki kadın hakları savunucularının daha geniş çapta bir değişim için mücadele etmelerini teşvik etti.