Tüm dünya, Suriye’de gerçekleşen tarihi değişimlere gözlerini dikmiş durumda. Ülkenin uzun yıllar boyunca en baskıcı liderlerinden biri olan Beşar Esad, 13 yıllık iç savaşın ardından muhalif gruplara karşı yenilgiye uğramış ve kontrolü kaybetmiştir.
Suriye’deki muhalif silahlı grup Heyet Tahrir Şam, bu dönüm noktasında Şam’ı ele geçirerek zafer ilan etmiş ve “Esad rejimi öldü” şeklindeki açıklamasını Suriye devlet televizyonu üzerinden milyonlara duyurmuştur. Bu gelişmelerin ardından Esad, ülkesinden çaldığı paralarla birlikte kaçmayı tercih etmiştir.
Esad’ın düşüşü, muhalif gruplar ve Suriye halkı tarafından büyük bir sevinçle karşılanmış, sokaklar neşeyle doldurulmuştur. Gecenin ilerleyen saatlerinde yaşanan kutlamalar, Suriye şehirlerinin bayram havasına bürünmesine neden olmuştur.
Özellikle Suriye’nin güneybatısındaki Al-Suwayda kentinde, Dürzi kadınları rejimin yıkılışını büyük bir coşkuyla kutlamışlardır. Dürzi nüfusunun yoğun olduğu bu bölgede, kadınlar geleneksel uzun ve renkli entarilerini giyerek, kentteki antik Roma Tiyatrosu’nda bir araya gelmiş ve Suriye’nin yeni bayrağını açarak kutlamalarda bulunmuşlardır.
Eğlencelerde, küçük kız çocuklarıyla birlikte “Başını dik tut, sen özgür bir Suriyelisin” isimli şarkıyı söyleyerek dans eden Dürzi kadınları, özgürlük birliğine olan inançlarını da sergilemişlerdir. Bu kutlamalar sadece bir zaferin tadını çıkarmakla kalmayıp, aynı zamanda geleceğe yönelik büyük umutlar taşıyan bir topluluğun dayanışmasını da gözler önüne sermiştir.
Dürzilik, 11. yüzyılda Mısır’da ortaya çıkan özgün bir dini inanç sistemidir. Dürziler, İslami öğretilerin Şii mezhebinin Batınîlik yorumundan beslenirken, zamanla kendine has öğretiler geliştirmişlerdir. Bu din, özellikle Lübnan, Suriye, Ürdün ve Mısır gibi Ortadoğu ülkelerinde yoğun olarak varlık göstermektedir.
Dürziliğin kökenleri, İsmaili Şii inançları ve Batınî felsefesiyle derin bir bağ taşırken, 11. yüzyılda Fatımi Halifesi El-Hakim bi-Emrillah döneminde bazı dini liderler tarafından ortaya çıkarılmıştır. Dürziliğin kurucusu olarak kabul edilen Hamza ibn Ali ve Muhammed bin Ismail gibi figürler, bu inanç sisteminin temel öğretilerini yayma görevini üstlenmişlerdir.
Sonuç olarak, Suriye’deki bu tarihi anlar, yalnızca bir rejimin çöküşünü değil, aynı zamanda özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi veren bir halkın kararlılığını da gözler önüne sermektedir. Dürzi kadınların düzenlediği kutlamalar ise bu sürecin önemli sembollerinden biri olarak, toplumsal ve dini kimliğin bir arada var olabileceğini göstermektedir.