Gazze’deki hükümet medya ofisi, İsrail’in Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampı’na gerçekleştirdiği bir saldırıda Al Jazeera televizyonu kameramanı Ahmed El-Levh’in hayatını kaybettiğini duyurdu. Bu olay, bölgede yaşanan çatışmaların ve gazetecilere yönelik saldırıların tehlikeli boyutlara ulaştığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Açıklamada, gazeteci Levh’in ölümünün ardından İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği saldırılarda hayatını kaybeden gazeteci sayısının toplamda 196’ya ulaştığı belirtildi. Bu durum, Gazze bölgesindeki gazetecilerin maruz kaldığı tehdidi ve açık hedef haline gelmelerini ortaya koymaktadır.
Levh’in ölümünün ardından yapılan açıklamalarda, bu olayın sorumluluğunun yalnızca İsrail’e ait olmadığı, aynı zamanda ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin de bu soykırım suçuna ortak olduğu ifade edildi. Bu ülkeler, Gazze’ye yönelik gerçekleştirilen saldırılara olan destekleri ve sessizlikleri ile eleştirilmektedirler.
İSRAİL’E BASKI ÇAĞRISI
Gazete ve medya kuruluşları, İsrail’in Filistinli gazetecilere yönelik gerçekleştirdiği saldırıları şiddetle kınamakta ve uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırmaktadır. Yapılan açıklamada, İsrail’in bu tür eylemlerinin, sadece yerel değil, uluslararası hukuku da ihlal ettiği belirtilmekte ve gazetecilere yönelik cinayetlerin durdurulması için zorlayıcı önlemler alınması gerektiği vurgulanmaktadır.
Uluslararası topluma, gazetecilik alanındaki uluslararası kuruluşların işlediği suçlar nedeniyle İsrail aleyhine dava açması ve Filistinli gazetecilere yönelik işlenen cinayetler ve suikastları durdurması için İsrail’e baskı yapmaları çağrısında bulunulmuştur. Bu çağrılar, yalnızca Gazze’deki gazeteciler için değil, dünya genelinde haksız yere hedef alınan tüm gazeteciler için önemlidir.
Önceki gün, Filistin Medyacıları Forumu tarafından yapılan bir açıklamada, Lübnan televizyon kanalı El-Meşhed’in Gazze’deki muhabiri Muhammed Baluşe’nin de bir başka İsrail saldırısında hayatını kaybettiği bilgisi paylaşılmıştı. Bu tür olayların artışı, bölgedeki medya çalışanlarının güvenliğini de doğrudan tehdit etmekte ve onların çalışmalarını zorlaştırmaktadır.
Gazze’deki bu saldırıların ve gazetecilere yönelik artan tehditlerin, uluslararası düzeyde daha geniş bir tepki ve gözlem gerektirdiği aşikardır. Gazetecilik, haber alma özgürlüğü ve ifade özgürlüğü açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle, gazetecilerin korunması ve güvenliklerinin sağlanması, yalnızca Filistin için değil, tüm dünyada düşünce özgürlüğü ve insan hakları açısından büyük önem taşımaktadır.
