Suriye’de yaşanan devrim sonrası, bölgedeki ülkelerin yaşadığı huzursuzluk dikkat çekicidir. Bu süreç, Beşar Esad’a uzun süre destek veren İran için de önemli bir değişimin başlangıcı olmuştur. Son dönemde İran’da meydana gelen gelişmeler, özellikle toplumsal ve siyasi dinamikleri değiştirme potansiyeline sahiptir.
İran’ın resmi haber ajansı IRNA’ya konuşan İran Meclisi Divan Heyeti Üyesi Ali Rıza Selimi, kamuoyunda tartışmalara neden olan bir yasa tasarısının durumu hakkında bilgi verdi. Selimi, bu tasarının önceden mevcut olan İbrahim Reisi hükümeti dönemi tarafından hazırlandığını belirtti. Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreterliği’nin, söz konusu yasanın ilan sürecini durdurmasını talep ettiğini ifade eden Selimi, bunun yerine yeni bir tasarının revize edilerek meclise sunulacağı mesajını verdi.
Ülkede artan siyasi gerilimler nedeniyle reformist kesim, tasarıya karşı çıkmakta ve hükümetteki reformist siyasetçi Mesud Pezeşkiyan, tasarının engellenmesi için çaba sarf etmektedir. “Tesettür Yasası” olarak bilinen ve “aileyi desteklemek için iffet ve tesettür kültürünün teşviki” amacı güden yasanın 13 Aralık’ta yürürlüğe girmesi beklenirken, yaşanan bu gelişmeler yasayı belirsiz bir duruma düşürmüştür.
Bu yasa, mkemi İbrahim Reisi hükümeti tarafından hazırlanan toplam 72 maddeden oluşmaktadır. Yasaya uyum sağlamayan kadınlar için belirlenen para cezaları 71 ile 2 bin 350 dolar arasında değişmektedir. Ayrıca bu cezanın 10 gün içerisinde ödenmemesi durumunda, bireylerin devlet daireleri ya da bankalardan hizmet almasının önüne geçileceği, pasaport, araç ruhsatı ve ehliyet gibi belgelerin de alınamayacağı belirtilmiştir.
İran’da zorunlu başörtüsü kuralını ihlal nedeniyle gözaltına alınan Mahsa Emini’nin, 13 Eylül 2022 tarihinde polis nezaretinde hayatını kaybetmesi, ülkede büyük bir eylem dalgasını tetiklemiştir. Bu olayın ardından, protesto gösterileri yaklaşık dört ay sürmüş ve bu süre zarfında 500’den fazla kişi yaşamını yitirmiştir. Protestolar sonrasında bazı şehirlerde, özellikle metropol alanlar olan Tahran gibi büyükşehirlerde, kadınların kamuya açık alanlarda başörtüsü takmamaları dikkat çekmiştir. Bu durum ise ülkedeki radikal muhafazakar siyasetçilerin tepkisini çekmiştir.
Sonuç olarak, İran’daki mevcut gelişmeler, sadece yasalarla değil, aynı zamanda toplumsal dinamiklerle de yakından ilişkilidir. Zorunlu başörtüsü kuralı ve bu gibi yasalar, halk arasında farklı görüşlere zemin hazırlamakta, reformistlerle muhafazakarlar arasında siyasi bir mücadeleye dönüşmektedir. Bu mücadele ise, İran’ın geleceği açısından kritik bir dönemeci temsil etmektedir.