“`html
Suriye’de muhalifler, 61 yıl süren Baas rejimini nihayet çökertmiş durumda. 13 yıl boyunca sürdürdükleri mücadelenin zaferle sonuçlanmasıyla birlikte, muhalif güçler Şam’ın kontrolünü ele geçirdiler. Bu gelişme, Esad yönetiminin sona erdiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Yaşanan bu siyasi değişimlerin ardından, Suriye Ordu Komutanlığı, muhalifler karşısında ciddi bir güç kaybı yaşadıklarını ve dolayısıyla Esad yönetiminin düştüğünü resmen duyurdu. Beşar Esad, bu çöküşün ardından Şam’dan kaçmak zorunda kaldı ve ailesi ile birlikte Rusya’ya sığınmaya karar verdi.
Esad ve ailesinin Rusya’ya yerleştiği bilgisi duyulmasının hemen ardından, Kremlin’den yeni bir açıklama geldi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, muhaliflerin Şam’a girmesiyle eski liderin ülkeyi terk etmesi sonrasında, Beşar Esad’a sığınma verilmesi kararının doğrudan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e ait olduğunu bildirdi.
Peskov ayrıca, Esad’ın Rusya’ya ne zaman geldiğiyle ilgili detayların gizli kalacağını ifade ederken, yakın bir tarihte Putin ve Esad arasında planlanmış bir görüşme olmadığını da vurguladı. Bu durum, uluslararası gözlemciler tarafından Esad’ın geleceği açısından belirsizlik yaratmakta.
Sözcü Peskov, bölgede olan gelişmeler doğrultusunda Moskova ve Ankara’nın sürekli bir diyalog içinde olduklarını aktararak, Türkiye’nin Suriye’deki rolü hakkında sorulara da yanıt verdi. Suriye meselesinin yanı sıra diğer bölge ülkeleriyle olan ilişkilerin sürdürülmesinin kritik önem taşıdığını belirten Peskov, bu kapsamda tüm bölge ülkeleriyle diyalog içinde olacaklarını ifade etti.
Kremlin Sözcüsü, “Suriye’de istikrarsızlıkla bağlantılı çok zor bir dönem geçirdiğimiz aşikar, bu nedenle tüm bölge ülkeleriyle iletişimimizi sürdürmek oldukça önemli. Bu hedef doğrultusunda kararlılıkla ilerleyeceğiz, danışmaları ve analizleri sürdüreceğiz.” diye ekledi.
Bu gelişmeler, Suriye’deki iç savaşın ve muhaliflerin elde ettikleri başarının, bölgedeki jeopolitik dengeleri nasıl etkileyeceğini tam olarak kestirmek zor. Esad yönetiminin düşüşü ve onun sonrasında yaşananlar, sadece Suriye’nin değil, geniş anlamda Ortadoğu’nun geleceği üzerinde de etkili olacak gibi görünmektedir. Küresel güçlerin tutumu ve Suriye’deki diğer aktörlerle ilişkiler, önümüzdeki günlerde bu dinamiklerin yeniden şekillenmesine yol açabilir.
“`