Dünya, Güney Kore’deki sıkıyönetim girişimini yakından takip ediyor. Bu durum, ülkedeki siyasi gerilimlerin bir yansıması olarak ortaya çıkmasıyla dikkat çekiyor. Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un, muhalefetin “devlet aleyhinde faaliyetlerde bulunduğu” iddiasıyla sıkıyönetim ilan etmesi, bir siyasi krizin tetikleyicisi oldu.
Söz konusu şartlar altında, Güney Kore medyası, muhalefetteki Kore’yi Yeniden İnşa Partisi ve 59 aktivistten oluşan bir grubun şikayetleri üzerine Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol hakkında sıkıyönetim ilan ederek “vatana ihanet” suçlamasıyla soruşturma başlatıldığını bildirdi. Bu durum, Yoon’un yanı sıra, sıkıyönetim komutanı olarak atanan Kara Kuvvetleri Komutanı Park An-su ve İçişleri Bakanı Lee Sang-min gibi isimlerin de vatana ihanet ve farklı suçlamalarla karşı karşıya kaldıklarını gösteriyor.
Ayrıca, savcılık, Yoon’un sıkıyönetim ilan etmesini öneren eski Savunma Bakanı Kim Yong-hyun’a seyahat yasağı getirdi. Bu durum, gelişmelerin ciddiyetini ortaya koyarken, Yoon’un sözlerini takip eden günlerde hızla değişen politik atmosfer de dikkat çekti. Güney Kore Devlet Başkanı, geçtiğimiz Salı günü muhalefetin devlet aleyhindeki faaliyetleri gerekçesiyle sıkıyönetimi ilan ettiğini duyurmuştu. Hemen ardından, Kara Kuvvetleri Komutanı Park An-su sıkıyönetim komutanı olarak atandı ve ülkede birçok siyasi parti ile Ulusal Meclis’in faaliyetleri yasaklandı.
Ancak, bu durum yalnızca birkaç saat sürdü. Ulusal Meclis’te yapılan acil toplantının ardından, sıkıyönetimin kaldırılması için karar alındı. Devlet Başkanı Yoon’un geri adım atması, sıkıyönetimin yalnızca altı saat sürdüğü gerçeğiyle sonuçlandı. Ancak bu gelişme, ülkede siyasi bir krize yol açtı ve muhalefet, Yoon’un görevden alınması için meclise önerge sundu.
Bu koşullarda, Güney Kore Savunma Bakanı Kim Yong-hyun, sıkıyönetim kararı nedeniyle halktaki kafa karışıklığına ve endişeye neden olduğu için derin bir sorumluluk hissederek görevinden istifa ettiğini açıkladı. Yoon, Kim’in boşalan yerine, Güney Kore’nin Suudi Arabistan Büyükelçisi olan emekli general Choi Byung-huk’u aday göstermeye karar verdi. Choi’nin Ulusal Meclis’teki onayı alması halinde resmi olarak Savunma Bakanı olması bekleniyor.
Söz konusu siyasi atmosferde muhalefet, ülkede sıkıyönetim kararını gerektiren bir kriz ortamının bulunmadığını belirtiyor. Onlar, Yoon’un hakkındaki yolsuzluk iddialarını örtbas etmek amacıyla sıkıyönetim ilan ettiğini savunuyor. Nisan ayında gerçekleştirilen seçimlerin ardından Ulusal Meclis’teki çoğunluğun muhalefete geçmiş olması da bu gerilimi artıran bir faktör olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Güney Kore’deki sıkıyönetim, siyasi alanda derin bir krizi beraberinde getirirken, hem yerel hem uluslararası aktörlerin dikkatle takip ettiği bir süreçte devam ediyor. Yoon’un siyasi geleceği, muhalefetin tepkileri ve uluslararası toplumun bu duruma yaklaşımı, ülkedeki istikrar üzerinde büyük bir etkiye sahip olacak gibi görünüyor.