Amerika Birleşik Devletleri’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, başkanlık görevine hazırlanırken, vaadlerini yerine getirmek için yeni politikalar açıklamaya devam ediyor. Yapmış olduğu açıklamalarda bazı ülkelere ek vergi uygulaması gündeme gelmiş durumda. Bu uygulama özellikle Kanada için belirgin hale gelmişken, Trump’ın bu konudaki açıklamaları geniş yankı uyandırıyor.
ABD’nin Başbakanı Justin Trudeau ile görüşmesi, Trump’ın Mar-a-Lago malikanesinde gerçekleşti. Trump, bu buluşmada özellikle sınır ve ticaret meselelerini ele aldı. Trump, 30 Kasım tarihinde Trudeau ile gerçekleştirdiği bu yemekli toplantıda, Kanada’nın “sınır ve ticaret açığı sorunlarını” irdeleyerek, bu sorunlar çözülmediği takdirde, başkanlık görevini devraldığında Kanada’dan gelen ürünlere %25 oranında ek gümrük vergisi getireceğini belirtti.
Trudeau ise, bu durumun Kanada’nın ekonomisini ciddi şekilde etkileyeceğini vurgulayarak, “Bu, ülkemizi öldürür.” şeklinde bir cevap verdi. Trump ise Buna karşılık olarak, “Yani ülkeniz ABD’den 100 milyar dolar aşırmadan yaşayamaz mı?” diyerek, Kanada’nın durumunu sorguladı. Hatta mizahi bir üslupla, Kanada’nın ABD’nin 51. eyaleti olabileceğini ve Trudeau’nun da bu eyaletin valisi olabileceğini ifade etti.
Trump, başkanlık görevini devraldığı dönemden itibaren sadece Kanada değil, aynı zamanda Meksika ve Çin gibi ülkelere de ek gümrük vergileri uygulayacağını açıkladı. Meksika ve Kanada’dan getirilen ürünlere %25, Çin’den gelen ürünlere ise %10 oranında ek gümrük vergisi öngörülüyor. Bu belirlemeler, uluslararası ticaretin dinamiklerini değiştirecek potansiyele sahip ve özellikle ticari ilişkilerin geleceği açısından kritik bir önem taşımakta.
Trump’ın bu politikaları ve uygulamaları, hem ülke içinde hem de uluslararası alanda büyük bir tartışma yaratıyor. Ek gümrük vergisi uygulamaları, diğer ülkelerde karşıt tedbirleri ve misillemeleri kışkırtabilir. Bu durum, küresel ticarette ise belirsizlik yaratabileceği gibi, aynı zamanda ekonomik açıdan gelişmekte olan ülkeler için zorluklar doğurabilir. Dolayısıyla bu tür politikaların, sadece ticaret dengelerini etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda uluslararası ilişkileri de germe potansiyeli taşıdığı göz önünde bulundurulmalıdır.
Sonuç olarak, Donald Trump’ın bu yeni dönem politikaları, Kanada ve diğer ülkelerle olan ilişkilerinde önemli bir değişiklik yaratacağı gibi, aynı zamanda ticaret savaşlarının fitilini ateşleyebilir. Bu konudaki gelişmeler, ilerleyen günlerde daha fazla tartışmaya neden olacak gibi görünüyor.