ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, yaptığı basın toplantısında Suriye konusundaki güncel politikaları ve Beşar Esad’a yönelik tutumları hakkında önemli açıklamalar yaptı. Miller, Suriye’deki gerginliklerin azaltılması ihtiyaçlarını vurgularken, sivillerin ve azınlık grupların korunması konusuna dikkat çekti.
Miller, “Yakın vadede görmek istediğimiz şey, gerginliğin azaltılması ve sivillerin korunmasıdır. Ancak genel politikamızda herhangi bir değişiklik yoktur,” diyerek ABD’nin Suriye konusundaki temel politikalarının sürdüğünü belirtti. Ayrıca, Suriye’deki iç savaşın sona erdirilmesi ve bu süreçte güvenilir bir siyasi çözüm sağlanması gerektiğini ifade etti.
Miller, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu bir siyasi çözümle bu iç savaşı sona erdirme konusunda ciddi ve güvenilir bir süreç görmek istiyoruz. Bu karar, Suriye rejimi ve muhalif grupların müzakere etmesi için bir çerçeve sunmaktadır,” açıklamasında bulundu. Bu sürecin Birleşmiş Milletler tarafından kolaylaştırılması gerektiğine inandıklarını vurguladı.
“Önemli olan, bu sürecin Suriye öncülüğünde yürütülmesidir ve neticede demokratik seçimlere ulaşılmasıdır,” diyen Miller, uzun vadede arzuladıkları hedefin bu olduğunu, fakat kısa vadede ise gerginliğin yatıştırılması ve sivillerin korunmasına öncelik verdiklerini belirtti.
Bunun yanı sıra, Beşar Esad hakkında sert yorumlarda bulunan Miller, Esad’ın “ellerinde masum sivillerin kanı bulunan acımasız bir diktatör” olduğunu ifade etti. “Politikamız değişmedi,” diyen Miller, Suriye halkının liderlerini seçebileceği bir siyasi sürecin gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Miller, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararının öngördüğü siyasi sürecin Suriye hükümeti tarafından asla kabul edilmediğini de hatırlattı. Bu durum, Suriye’nin çözümü için önemli bir engel teşkil etmekte.
Bununla birlikte, Miller, Suriye’yi istikrarsızlaştıran güçlerin arasında yer alan Rusya ve İran’a yönelik eleştirilerde bulundu. “Tüm ülkelere, Suriye rejiminin muhalif gruplarla diyalog kurabilmesi için nüfuzlarını kullanmaları çağrısında bulunuyoruz,” dedi. Miller ayrıca, Rusya ve İran’ın Suriye’deki olumsuz etkilerinin durdurulmasının önemli olduğunu, bu iki ülkenin durumun istikrarsızlaşmasına yol açarak, son on yılda sadece Suriye halkına değil, bölgeye de zarar verdiğini ifade etti.
Sonuç olarak, Miller’ın açıklamaları, hem Rusya ve İran’ın Suriye’deki rollerine ilişkin derin bir endişe hem de Suriye halkının geleceği için daha iyi bir siyasi süreç hedeflediğini net bir biçimde ortaya koymaktadır. ABD’nin Suriye politikası, Esad’ın yönetimi altında sivillerin ve azınlıkların korunmasını sağlamak için daha fazla uluslararası işbirliği ve diyalog çağrısında bulunarak devam etmektedir.