Filistin Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, 1 Aralık 2024 tarihinde Telegram hesabından yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Cibaliya Mülteci Kampı’ndaki Tel ez-Zater Mahallesi’nde “Arac” ailesine ait evi bombaladığını duyurdu. Basal, bu “korkunç katliamda” 40’tan fazla Filistinlinin hayatını kaybettiğini belirtti.
Bu olay, uzun bir süredir devam eden ve giderek şiddetlenen İsrail-Filistin çatışmasının yeni bir tezahürü olarak öne çıkıyor. Özellikle Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı, son günlerde yoğun bombardımanların hedefi olmaya devam ediyor. 5 Ekim 2024 tarihinde başlayan hava saldırları, bir gün sonra kara operasyonlarıyla desteklenerek bölgede yaşayan Filistinlilerin yaşamlarını zorlaştırıyor.
İsrail ordusunun uyguladığı bu strateji, bölgedeki halkı göçe zorlama amacı güdüyor. Yapılan uluslararası çağrılara rağmen, İsrail ordusu hastaneleri hedef almakta ve sağlık personelini alıkoymaktadır. Bunun yanı sıra, tıbbi ve insani yardımların bölgeye girişine izin verilmemesi, insanlık dramını derinleştiriyor. Bu durumu daha da karmaşık hale getiren, İsrail basınında yer alan ve “generaller planı” olarak bilinen bir stratejinin varlığıdır. Bu planın, Filistinlilerin Gazze’nin kuzeyinden zorla tahliye edilmesini öngördüğü ifade ediliyor.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim 2024 tarihinde sosyal medya üzerinden Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya’daki Filistinlilere yönelik bir boşaltma çağrısında bulundu. Adraee, bu bölgelerin haritasını paylaşarak, Filistinlilere Gazze’nin güneyindeki Mevasi bölgesine gitmelerini istedi. Paylaşılan haritanın ise, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland’ın girişimiyle hazırlandığı ve hükümete sunulan “generaller planı”na benzerlik taşıdığı dikkat çekti.
“Generaller planı”, Gazze’nin kuzeyinde yaşayan Filistinlilerin tehcir edilmesini ve sonrasında bölgenin tamamen kuşatılarak gıda, yakıt ve temiz su girişinin engellenmesini öngörüyor. Bu durum, bölgedeki sivillerin yaşam koşullarını daha da zorlaştırırken, yaşanan insani krizin boyutlarını da gün yüzüne çıkarıyor.
Sonuç olarak, Cibaliya Mülteci Kampı’ndaki son bombardıman ve devam eden saldırılar, bölgedeki gergin durumun ne denli derinleştiğini ve uluslararası kamuoyunun dikkatini çeken bir insanlık krizinin gelişmekte olduğunu gösteriyor. Filistin halkı, İsrail ordusunun askeri ve insani baskıları altında sürdürdüğü mücadelede, yaşamak için her gün daha fazla zorlukla karşı karşıya kalıyor.
