İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırıları, 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren kesintisiz bir şekilde devam etmektedir. Bu saldırılar, Gazzeli Müslümanların üzerine bombalar yağdırarak, çocuk, kadın ve masum sivilleri hedef alarak gerçekleşmektedir. Savaş ortamı içinde, İsrail ordusu birçok masum insanın hayatını kaybetmesine neden olan bir durum yaratmıştır, bu da bölgedeki insanlık dramını derinleştirmiştir.
Ayrıca, 8 Ekim 2023’te İsrail ordusu, Lübnan’a da saldırmaya başladığını duyurmuştur. İki ülke arasında devam eden çatışmalar sonucunda, 6 Aralık 2023 itibarıyla bir ateşkes anlaşması sağlanmıştır. Bu anlaşma, her iki taraf için önemli bir gelişme olarak değerlendirilmiştir. Ancak, bu ateşkesin ardından İsrail yönüyle Gazze’ye yönelik saldırılar tekrar yoğunlaşmıştır.
Yapılan ateşkesin ardından, İsrail ordusunun 8 Ekim 2023’ten itibaren Lübnan’a düzenlediği saldırılar sebebiyle kayıplar da oldukça yüksek olmuştur. Resmi verilere göre, bu saldırılarda 960’ı kadın ve çocuk olmak üzere toplamda 3 bin 823 kişi hayatını kaybetmiştir. Ayrıca, 222 sağlık çalışanı da bu saldırılarda yaşamını yitirmiştir. Lübnan’daki çatışmalar, yaklaşık 1,9 milyon insanın yerinden edilmesine sebep olmuştur.
Ateşkes anlaşmasıyla birlikte, İsrail’in saldırı odak noktası yeniden Gazze’ye dönmüştür. Gazze kentinin Zeytun mahallesinde bulunan Ebu Dayya ailesine ait bir eve gerçekleştirilen saldırı sonucunda aralarında çocukların da olduğu ölü ve yaralılar olduğu bildirilmiştir. Saldırılara maruz kalanların cenazeleri, Gazze’deki El-Ehli Baptist Hastanesi’ne kaldırılmıştır. Böylelikle, saldırıların yarattığı kayıplar ve bölgedeki insani kriz daha da derinleşmiştir.
Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, son 24 saatte gerçekleştirilen 3 farklı saldırıda 14 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 108 Filistinlinin ise yaralandığı ifade edilmiştir. Bu durum, içerideki sağlık sisteminin ne denli zorlandığını ve insanların yaşadığı acıları gözler önüne sermektedir.
Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan saldırılar sonucunda toplam can kaybı 44 bin 249’a, yaralı sayısı ise 104 bin 746’ya yükselmiştir. Bu rakamlar, devam eden çatışmaların ne denli yıkıcı olduğunu ve bölgedeki insanlık dramının boyutlarını gözler önüne sermektedir. Bu koşullar altında, uluslararası toplumun bu krize nasıl yanıt vereceği ve ne tür adımlar atacağı merak konusu olmaktadır.
Sonuç olarak, Gaza ve Lübnan’daki çatışmalar, savaşın yarattığı derin mağduriyeti gözler önünde sererken, her iki tarafın da kayıpları kağıtlara dökülmesi gereken, dikkate alınması gereken bir durum sunmaktadır. Bir an önce kalıcı bir barışın sağlanması ve insanların acılarının sona ermesi umuduyla, uluslararası toplumun bu konuya daha fazla duyarlılık göstermesi gerektiği aşikardır.