Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, düzenlediği günlük basın toplantısında, Orta Doğu bölgesindeki güncel gelişmelere dair gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İKİ AYDAN KISA SÜREDE 190 SAĞLIK ÇALIŞANI ÖLDÜRÜLDÜ
Dujarric, özellikle İsrail’in Lübnan’a yönelik devam eden saldırılarının insani durum üzerindeki ciddi etkilerine dikkat çekti. Kendisi, bu saldırıların Lübnan’daki sağlık sektörünü ciddi şekilde sarstığını ifade etti. Dujarric, “İki aydan kısa bir süre içinde 190 sağlık çalışanı yaşamını yitirdi. Bunun yanı sıra, yaklaşık 50 önemli sağlık merkezi ve 8 hastane de faaliyetlerine son vermek zorunda kaldı.” şeklinde konuştu.
Ayrıca, tüm taraflara uluslararası insancıl hukuka saygı göstermeleri gerektiğini hatırlatan Dujarric, sağlık personelinin ve sağlık tesislerinin korunmasının önemine de vurgu yaptı. “Tıbbi personele ve sağlık tesislerine saygı gösterilmesini ve bunların korunması gerektiğini hatırlatıyoruz.” dedi.
HER GÜN ORTALAMA 3 ÇOCUK ÖLÜYOR
Dujarric, aynı zaman diliminde İsrail’in saldırıları sonucunda Lübnan’daki sivil kayıplara da dikkat çekti. “Bu kısa sürede yaklaşık 3 bin kişi hayatını kaybetti ve 770 binden fazla kişi yerinden edildi.” dedi. Bu insani krizin boyutlarını daha iyi anlamak için, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından sunulan verilere de atıfta bulundu. Dujarric, yine aynı sürede, 200’den fazla çocuğun yaşamını yitirdiğini belirterek, bu durumun da “her gün ortalama üç çocuğun hayatını kaybettiği” anlamına geldiğini vurguladı.
Bu açıklamalar, Orta Doğu’daki insani durumun giderek kötüleştiğini ve özellikle çocukların bu çatışmalardan en fazla zarar gören mağdurları olduğunu ortaya koyuyor. BM yetkilileri, uluslararası toplumu sivillere yönelik saldırıları durdurmaya ve sağlık hizmetlerinin devamlılığını sağlamaya alet etmeye çağırıyor. Bu tür insanlık hali, barış ve güvenliğin sağlanması adına kritik bir öneme sahip.
Bunların yanı sıra, Dujarric’in açıklamaları, hükümetler ve uluslararası kuruluşlar için de önemli bir uyarıda bulunuyor. Sağlık hizmetleri, bir toplumun sağlığını ve güvenliğini sağlamak için temel bir unsurdur ve bu tür hizmetlerin korunması sadece insani bir sorumluluk değil, aynı zamanda uluslararası hukukun da gerekliliğidir.
Sonuç olarak, Orta Doğu’daki insani kriz, özellikle siviller ve sağlık çalışanları açısından durumu içler acısı hale getirmiştir. Dujarric’in açıklamaları, bu çatışmanın mağdurlarının seslerini duyurmak ve uluslararası toplumun bu sorunu çözmek için harekete geçmesini sağlamak amacı taşımaktadır.