Son dönemde Orta Doğu’daki gerginlikler artarak devam ediyor. Özellikle İsrail, saldırılarını yalnızca Gazze ile sınırlı tutmayarak Lübnan’a yönlendirmiş durumda. Bu durum, bölgedeki insanları derinden etkilemekte ve masum hayatları tehdit altına almaktadır.
İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda birçok masum insan hayatını kaybetmişken, Orta Doğu’da bu kirli savaşın yayılma çabaları göz önüne serilmektedir. Gazze’de yaşananların ardından, Lübnan Sağlık Bakanlığı, Sur şehri üzerinde yoğunlaşan saldırılar hakkında güncel bilgiler paylaşmıştır. Bu açıklamalar da toplumda ciddi bir panik ve korku yaratmıştır.
Lübnan Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail ordusunun son dönemlerdeki saldırıları sonucunda Sur şehrinin çeşitli bölgelerinde gerçekleşen saldırılarda 11 kişi hayatını kaybetmiş, 48 kişi de yaralanmıştır. Bu durum, yanıt olarak uluslararası kamuoyunda büyük bir endişe yaratmaktadır.
Savaşın başladığı 8 Ekim 2023’ten bu yana, İsrail ordusuyla Hizbullah arasında süregelen çatışmalar da devam etmekte. Özellikle 23 Eylül 2023 tarihinde, Lübnan’ın güney kenti, Bekaa ve Baalbek bölgelerine düzenlenen yüzlerce hava saldırısı, bölgenin huzurunu ciddi şekilde tehdit ediyor. Bu süreçte, Lübnan Sağlık Bakanlığı’nın raporlarına göre, toplamda 3,481 kişi hayatını kaybetmişken, 14,786 kişi de yaralanmıştır. Hayatını kaybedenler arasında 896 kadının ve çocuğun bulunduğu, ayrıca 210 sağlık çalışanının da bu kargaşada yaşamını yitirdiği belirtilmektedir.
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, 27 Eylül 2023 tarihinde Beyrut’a gerçekleştirilen hava saldırılarında hayatını kaybetmiş, bu da çatışmanın yoğunluğunu artıran bir başka unsur olmuştur. Buna karşın, Hizbullah’ın İsrail’e yönelik roket ve füze saldırıları da devam etmektedir. Ancak İsrail tarafında, çoğunlukla askeri üslere yapılan bu saldırılarda büyük bir hasar bildirilmediği ifade edilmektedir.
İsrail bombardımanları nedeniyle Lübnan’da yerinden edilenlerin sayısı giderek artmaktadır. Ülkenin güney bölgelerinden başkent Beyrut’a ve diğer kuzey bölgelere yapılan göç hareketliliği, insani bir kriz yaratma potansiyeli taşımaktadır. Birleşmiş Milletler’in güncel verilerine göre, İsrail saldırıları sonucu Lübnan’da 1.4 milyonun üzerinde insan yerinden edilmiştir. Bunun yanı sıra, Lübnan hükümeti, zorunlu göç edenlerin 600 binden fazlasının Suriye’ye geçiş yaptığını açıklamıştır.
Bu çerçevede, bölgedeki insani durum giderek kötüleşirken, uluslararası toplumun Lübnan’da ve genel olarak Orta Doğu’daki bu çatışmalara ne denli bir yanıt vereceği merak konusu olmaktadır. Savaşın yarattığı yıkım ve acı, yalnızca günümüzü değil, gelecekteki nesilleri de derinden etkileyecektir.