İsrail, son dönemde Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılarına devam ederken, yönünü Lübnan’a çevirmiş durumda. Bu durum, Orta Doğu’yu adeta bir ateş çemberine dönüştürdü. Her geçen gün, bölgedeki çatışmaların tırmanmasıyla birlikte can kayıpları da artış göstermektedir.
Özellikle İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları, yerel ve uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere yol açarken, bu saldırıların sonuçları ağır olmaya devam ediyor. Son olarak, 16 Kasım 2024 tarihinde Baalbek kenti yakınlarına düzenlenen bir saldırıda, arasında 12 sağlık çalışanının da bulunduğu birçok kişi hayatını kaybetti. Bu kayıplar, insani trajedinin boyutlarını gözler önüne seriyor.
Bu gelişmeler üzerine Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus önemli bir açıklama yaptı. Ghebreyesus, Baalbek kenti yakınlarındaki saldırıda 12 sağlık çalışanının ölümü ile ilgili olarak derin üzüntü duyduğunu belirtti. Ayrıca, sağlık hizmetlerine yönelik saldırıların artık çatışmaların yeni normali haline geldiğini ifade ederek, bu duruma karşı durulması gerektiğini vurguladı.
Ghebreyesus’un yaptığı açıklamada, “Baalbek ilçesine bağlı Doures köyünde bulunan Lübnan Sivil Savunma Merkezine düzenlenen ve en az 12 sağlık görevlisinin hayatını kaybettiği saldırıdan büyük üzüntü duyuyoruz.” sözlerine yer verildi. Aynı zamanda, bu saldırının merkezde büyük hasara yol açtığını ve bunun sağlık hizmetleri açısından ciddi birkaç etki yaratacağını kaydetti.
Uluslararası kamuoyunun tepkisini çeken bu olay, sağlık çalışanlarının savaş alanlarında ne denli zor bir durumda olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Çatışmalardan etkilenen sivillerin ve sağlık personelinin güvenliğini sağlamak için daha etkili önlemlerin alınması gerektiği, dünya genelindeki sağlık kuruluşları ve insani yardım örgütleri tarafından sıklıkla dile getirilmektedir.
Sonuç olarak, bu tür saldırılar sadece insani bir kriz yaratmakla kalmıyor; aynı zamanda bölgedeki barış çabalarını da tehdit ediyor. Türkiye ve diğer bazı ülkeler, bu duruma karşı net tavır alarak, tarafları barışa yönlendirmek amacıyla çeşitli diplomatik girişimlerde bulunmayı planlıyor. Ancak, henüz çatışmalara kalıcı bir çözüm bulmak oldukça zor görünüyor. Orta Doğu’daki bu karmaşık durum, uluslararası ilişkilerde de önemli bir gündem maddesi haline geldi.
Dolayısıyla, sağlık alanındaki bu kayıplar ve savaşın yarattığı insani dram, dünya genelinde ses getirmeye devam edecek gibi görünüyor. Dünya Sağlık Örgütü ve diğer yardım organizasyonlarının bu tür olaylara karşı alacağı tavır, gelecekte benzer durumların yaşanmaması adına kritik bir önem taşıyor.