Japonya, 27 Ekim 2024 tarihinde gerçekleştirdiği erken genel seçimin ardından ulusal mecliste başbakanlık seçimini düzenledi. Bu seçim, ülkede siyasi istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşıyordu. Seçimden hemen önce, Japonya’nın mevcut başbakanı ve Liberal Demokrat Parti (LDP) lideri Fumio İşiba, sabah saatlerinde kabinesini toplayarak istifa etti. Bu gelişme, siyasi arenada büyük bir değişimin habercisi olarak değerlendirildi.
Ulusal meclisteki başbakanlık seçiminin ilk turunda yapılan oylamada, hiçbir aday, çoğunluk için gereken 233 oya ulaşmayı başaramadı. Bu durum, meclis içindeki siyasi dengelerin hassasiyetini ortaya koydu. Seçim sürecinde, hükümetin politikaları ve muhalefetin eleştirileri dikkate alındığında, iki önemli partinin liderleri arasında kıyasıya bir rekabet yaşandı.
İkinci turda, LDP lideri Fumio İşiba ile ana muhalefet partisi olan Anayasal Demokrat Parti (CDP) lideri Noda Yoşihiko arasında büyük bir yarış gerçekleşti. Fumio İşiba, bu turda toplamda 221 oy alarak yeniden Japonya’nın 103. Başbakanı olarak seçildi. Noda Yoşihiko ise 160 oy ile bu yarışmada geride kaldı. Bu sonuç, İşiba’nın siyasi kariyeri için bir zafer olmasının yanı sıra, LDP’nin gücünü de pekiştirmiş oldu.
Ancak, başbakanlık görevi sırasında yapılan güven oylaması sırasında İşiba’nın yorgunluk nedeniyle uykuya dalması olayın dikkat çeken başka bir yönü oldu. Meclisteki güven oylaması esnasında, İşiba’nın uyuyakaldığı anlar kameralara yakalandı. Özellikle, İşiba’nın yanındaki kimsenin onu uyandırmak için harekete geçmemesi izleyiciler arasında ilgi ve şaşkınlık uyandırdı. Bu durum, İşiba’nın yoğun iş temposuna ve politik baskılara dikkat çekerken, aynı zamanda liderlik yetenekleri açısından da sorgulamaların başlamasına neden oldu.
Sonuç olarak, Japonya’daki bu başbakanlık seçimi, sadece yeni bir liderin seçilmesiyle değil, aynı zamanda ülkenin siyasi dinamiklerinin de farklı bir yön alması ile sonuçlandı. İşiba’nın tekrar başbakan olması, LDP için büyük bir kazanç olarak görülse de, siyasi arenada muhalefetin nasıl bir strateji izleyeceği önemli bir soru işareti olarak kaldı. Japonya’nın siyasi geleceği, bu gelişmelerle birlikte seyir halinde olacaktır ve tüm dünyanın dikkatini üzerine çekmeye devam edecektir.