“`html
Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleştirilen başkanlık seçimlerinde Donald Trump, ABD’nin 47. başkanı olmaya hak kazandı. Rakibi Kamala Harris’e karşı sağladığı ciddi üstünlük ile Trump, ülkesinin dış politikasında köklü değişikliklere imza atacağı sinyallerini verdi. Bu durum, dünya genelinde dikkatle takip edilen bir gelişme haline geldi ve özellikle İsrail’deki medya, Trump’ın İsrail ve Başbakan Binyamin Netanyahu’ya olan yaklaşımını değerlendirerek, yeni dönemdeki olası etkileri tartışmaya başladı.
İsrail basınından Haaretz, Trump’ın Netanyahu’yu istemediğini öne sürdü. Yüksek bakım maliyetleri nedeniyle Netanyahu ile çalışmak istemediğini belirten Haaretz, Trump’ın dengesiz ve öngörülemez doğasına dikkat çekti. Ayrıca Trump’ın bu tutumundan vazgeçebileceği ihtimali de gündeme getirildi. ABD’de vatandaşlar, sürekli ilgi, bakım ve destek gerektiren liderler için “yüksek bakım” terimini sıklıkla kullanıyorlar.
Trump’ın iktidara gelmesiyle beraber ABD hükümetinin, ekonomik anlamda İsrail’e uyguladığı kısıtlamalar üzerinde durulacak. Bu değişikliklerin yanı sıra, ABD’nin İsrail’e yaptığı askeri yardımlar da önemli bir konu haline gelmiş durumda. Özellikle son günlerde, ABD’nin İsrail’e yaptığı askeri yardımların sekteye uğrayıp uğramayacağına dair spekülasyonlar artmış durumda. Geçtiğimiz haftalarda, ABD’nin İsrail’e bir mektup göndererek, 30 gün içinde Gazze’de insani yardımlara erişimin genişletilmesini talep ettiği ve aksi takdirde askeri yardımların kısmen kesileceğini bildirdiği belirtiliyor. Bu mektup sonrası, son iki hafta içinde Gazze’nin kuzeyine ilk kez insani yardım ulaştırıldı.
Brown Üniversitesi’ne göre, ABD, Gazze’deki soykırımın başlamasından bu yana İsrail’e 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren 17,9 milyar dolarlık askeri yardımda bulundu. Bu yardım paketi, Tel Aviv’e yapılan en yüksek hibeyi temsil ediyor. Ayrıca, ABD’nin yaptığı askeri yardımın büyük bir kısmının top mermileri ve hava saldırılarında kullanılan sığınak delici mermiler ile güdümlü füzelerden oluştuğu vurgulandı. Washington yönetiminin, İsrail’in hava savunma sistemine, örneğin “Demir Kubbe” gibi sistemlere 4 milyar dolarlık hibe sağladığı ifade edildi. Ancak, ABD’nin 7 Ekim tarihinden itibaren İsrail’e yönelik askeri yardımları konusunda detayların kamuoyuyla paylaşılmadığına da dikkat çekildi.
Biden yönetimi, bürokratik manevralar aracılığıyla İsrail’e yapılan yardım miktarını ve türlerini gizlemeye çalıştığı yönündeki eleştiriler de arttı. Ayrıca, ABD’nin 7 Ekim sonrası Yemen’deki Husilere karşı yürütülen askeri operasyonlarına da 4,86 milyar dolar harcadığı kaydedildi. Bu durum, ABD’nin Orta Doğu’da etkin bir askeri varlık sürdürme çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
ABD’nin tarihsel olarak en fazla askeri yardımı yaptığı ülke İsrail’dir. 1959’dan bu yana İsrail’e toplam 251 milyar dolarlık askeri yardımda bulunulduğu kaydedilmektedir. Bununla birlikte, ABD yönetimi, 1999’dan bu yana her yıl düzenli olarak İsrail’e askeri yardım tahsis ediyor. 1999 yılında 2,7 milyar dolara kadar çıkan bu yardım, 2019 yılında 3,8 milyar dolara kadar yükseltilmiştir. Tüm bu gelişmeler göz önüne alındığında, yeni başkan Donald Trump’ın politikalarının, ABD-İsrail ilişkilerinde nasıl bir seyre yol açacağını zamanla göreceğiz.
“`